Rüya olduğuna eminim, çünkü Rachel'ın, penceremin altındaki duvarı yalınayak tırmanmasına imkan yok. | Open Subtitles | كنت اعرف انه كان حلما لأن ليس هناك طريقة تجعل رايتشل تتسلق جدار نافذتي من دون أي أحذية عليها |
Schmidt'i sisteminin dışına atmaya çalışıyor, ve ona destek olmalıyız, bu, dağa tırmanmasına ön bilgisiz ve deneyimsiz olarak tırmanmasına izin vermek anlamına gelse de | Open Subtitles | هي تحاول ان تنسى (شميدت) و نحن علينا دعمها حتى لو انه يعني انها تتسلق جبلاً |
Sanmıyorum. O, Edmund Hillary'nin Everest'e tırmanmasına yardım etti. | Open Subtitles | أشك في ذلك تينزينج نورجاي هو الذي ساعد إدموند هيلاري بتسلق قمة أفيريست |
Merdivenden tırmanmasına müsaade etmemeliydin. | Open Subtitles | كان يجب ألا تسمح له مُطلقًا بتسلق السُلّم. |