Magmadaki bu yüksek ısı artışı da tektonik tabakaların kaymasına yol açar. | Open Subtitles | وهي الحرارة المندفعة مع الصهارة الحارة التي تجبر الصفائح التكتونيّة على التحرك. |
Dikkatli bir gözlemle, bilim insanları deniz yüzeyinin ve tabakaların ne kadar hızlı yayıldığını hesaplayabilir. | Open Subtitles | بالمراقبة الدقيقة، بوسع العلماء حساب سرعة تباعد قاع المحيط وتحرك الصفائح. |
Açıklık, Amerika ile Avrupa'yı üzerinde taşıyan tabakaların birbirinden yer yıl yaklaşık olarak 2,5 cm ayrılmaya zorlandıklarını göstermektedir. | Open Subtitles | يُظهر الصدع بالضبط الاتجاه الذي تُجبر الصفائح التي تحمل أمريكا وأروبا بالانحراف نحوه، بمقدار إنش كل عام. |
Tektonik tabakaların çarpışması değilse bu ocağın böyle fışkırmasını ne sağlamaktadır? | Open Subtitles | ما الذي يزود الفرن بكل هذا التدفق إن لم يكن تصادم الصفائح التكتونيّة؟ |
Depremler, tabakaların hareketlerinin kaçınılmaz sonuçlarıdır. | Open Subtitles | الزلازل هي أمر حتميّ نتيجة حركة الصفائح. |
O tabakaların ele geçirilmesine yardım ediyorsan biraz yoldan çıkıp seni hayal kırıklığına uğratmam gerekecek. | Open Subtitles | وإن كنت تساعدهم على استعادة تلك الصفائح سأضطر إلى أن أتبع مسلكاً آخر لتخييبك |
Yarın, bu tabakaların içinde olduğu son çantalar Arap'a teslim edilecek. | Open Subtitles | غداً الحقائب الأخيرة التي تحتوي على الصفائح ستنقل للعرب |
Bu da altı ay içinde tüm tabakaların aynı yerde bulunduğu tek an olacak. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الوحيد منذ الأشهر الست الأخيرة تكون بها جميع الصفائح في موقع واحد |
Bu tabakaların her bir haznesinde bizim atadığımız belirli biyokimyalar var ve yalnızca örnekte aranan mikroRNA varsa kapanan bir tuzak gibi belirli mikroRNA'lar arıyorlar; bulduklarındaysa, yeşil renkte parlıyorlar. | TED | حيث تحتوي كل بئر من هذه الصفائح على عامل كيمائي حيوي محدد، يتفاعل مع ميكرو رنا محددة، أي أنها تشبه تقريبا فخا يمسك فقط بالميكرو رنا الموجودة في العينة، وعندما يقوم بذلك، سيتلون بالأخضر. |