Iowa Üniversitesi mezunu Bruce Heezen sonarla okyanus tabanının haritasını çıkarmak için çıktığı uzun seferden daha yeni dönmüştü. | Open Subtitles | بروس هيزن, طالب مُتخرج من آيوا للتو قد عاد من رحلة إستكشافية طويلة لوضع خرائط لقاع المحيط مُستخدماً السونار |
Yıldız Geçidi okyanus tabanının yoğun taraması sonucunda ele geçirildi. | Open Subtitles | - - لقد استعدنا الستارجيت بعد تفتيش كامل لقاع المحيط |
Sonra, 1960'larda deniz tabanının, ayrıntılı haritalarını çıkarmak mümkün hâle geldi. | Open Subtitles | ثم في الستينات، أصبح من الممكن رسم خرائط مفصلة لقاع البحر، وتم اكتشاف أن القارات لم تنجرح فحسب، |
Araştırma ekibimle beraber deniz tabanının bir kısmını gören ilk insanlar arasındasınız. | TED | أنتم من أوائل من رأوا هذا الجزء من قاع المحيط، أنتم و فريق بحثي. |
En minik canlıların oluşturduğu mercan resifleri okyanus tabanının %1'inden azını kaplar. | Open Subtitles | الشعاب المرجانية، التي يبنيها أدق المخلوقات، تحتلّ أقل من نصف بالمائة من قاع المحيط. |
Küresel ısınma devam ettikçe yüzey ve yeraltı suları da yavaşça karışarak bir zamanlar buz gibi olan deniz tabanının derinliklerindeki ısıyı arttırdı. | Open Subtitles | بإستمرار الإحترار العالمي إختلطَ ببطئ سطح و قاع المياه ما أدى إلى إرتفاع درجة حرارة الأعماق المُتجمدة لقاع البحر. |
Şimdiye kadar sadece derin okyanus tabanının yüzde birini inceledik. | Open Subtitles | حتى الآن , لم نستكشف سوى 1% فقط من قاع المحيطات العميقة |
Ve kapladığı okyanus tabanı boyunca, deniz tabanı ve deniz tabanının altındaki tüm hacmi boyunca eşi benzeri görülmemiş bir bant genişliği ile inanılmaz miktarda enerji taşınmasını sağlayacak. | TED | والتي ستوفر طاقة بغزرة وسعة موجية غير معهودة عبر كل هذه الكتلة-- في المحيط الجاسم فوقها, على قاع البحر وأسفل من قاع البحر |