Kasalar her zaman tabloların arkasında saklanırlar, değil mi? | Open Subtitles | الخزائن دائما توجد خلف اللوحات.أليس كذلك؟ |
Otellerde sergilenen tabloların kopya olduğu düşünülür genelde ve hiç kimse incelemez. | Open Subtitles | أترى ,كل واحد يفترض ان اللوحات المعروضة للعامة مثل الفندق هى نسخ بدون فحصها فعليا |
Sonra tabloların resimlerini satıyor. Sonra da tabloların resimlerinin kartpostallarını satıyor. | Open Subtitles | و هو يبيع صور للوحات و بطاقات بريدية لصور اللوحات |
O da tabloların, onun kişiliği sayesinde satıldığını söylüyordu. | Open Subtitles | و قال بأن لا أحد سيشتري اللوحات بدون شخصيته |
Deri kanepe, senin tabloların ve benim Aziz Ursula ki benim değil. | Open Subtitles | و الكنبة الجلدية, لوحاتك و لوحتي القديسة اسلير |
tabloların yerini bilmiyoruz ama arayan bir ekibimiz var. | Open Subtitles | نحن لانعرف اين تلك اللوحات لكن لدينا فريق يبحث عنها |
Tarihteki en mükemmel tabloların evi. | Open Subtitles | متحف أورسيه العظيم بيت أعظم اللوحات في التاريخ |
O deli bir dâhi çünkü. Adam tabloları satıyor. Sonra tabloların resimlerini satıyor. | Open Subtitles | لأنهم أذكياء يبيعون اللوحات وأيضًا يبيعون الملصقات منها |
O da tabloların, onun kişiliği sayesinde satıldığını söylüyordu. | Open Subtitles | وقال أنه ما كان لأحد أن يشتري اللوحات لولا شخصيته القوية |
Otellerdeki tabloların en ilginç yanının tablonun kendisi değil de belli oluyor, arkasındaki olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هـل تعلم الأمر الأكثر أهمية حول لوحـات الفنـادق ، ليس اللوحات في ذاتهـا كمـا هو جليّ ، لكـن مـا خلفهـا |
tabloların anavatanlarından gitmesine izin vermeyin. Bir anlaşmaya varalım. | Open Subtitles | لا تدعي هذه اللوحات تغادر موطنها دعيني نتوصل لإتفاق فيما بيننا |
FBI bulduğumuz tabloların hepsinin sahte olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد تلقيت خبراً من مكتب التحقيقات الفيدرالية بأن اللوحات التي استعدناها كانت جميعها مزيفة. |
Beyler, lobide asılı olan tabloların nerde olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | يا رجال هل يخبرني أحدكم بتحديث عن اللوحات التي علقت هنا في الأستقبال |
Hepsi birlikte, bu tabloların değeri kabaca 60 milyon dolar. | Open Subtitles | معا، هذه اللوحات تستحق $ما يقرب من 60 مليون $ |
tabloların yanına ya da gümüş eşyalara hiç yaklaşmamış. | Open Subtitles | لم يقترب من اللوحات ولا الأواني الفضية |
Bu tabloların sizin için ne ifade ettiğini çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | انا اعرف ماذا تعنى تلك اللوحات لك |
Londra tabloların zarar görmemesine karar vermiş. | Open Subtitles | لندن قد قررت بان اللوحات يجب الا تتلف |
Ve tek umursadığın şey tabloların! İnsanlar senin için bir önem taşımıyor! | Open Subtitles | يهمُّك فقط أمر لوحاتك لا البشر |
Ve tek umursadığın şey tabloların! İnsanlar senin için bir önem taşımıyor! | Open Subtitles | يهمُّك فقط أمر لوحاتك لا البشر |
tabloların kaybolduğunu söyledin. | Open Subtitles | تقولين أن لوحاتك مفقودة |
Ruslar tabloların içinde uyuşturucu kaçırıyor. | Open Subtitles | الروس، إنهم يهربون المخدرات في القطع الفنية |