Bu mümkün değil taburcu edildi. | Open Subtitles | ذلك لن يكون ممكناً. لقد خرج من المستشفى. |
- Onu taburcu edemeyiz. Ona bir psikiyatrist getirmeliyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا السماح له بالخروج يجب ان نجعل طبيباً نفسياً يعاينه |
taburcu olunca okula geri dön. | Open Subtitles | يمكنكِ العودة الى المدرسة عند خروجك من المستشفى |
Bu akşamüstü taburcu edilmemiş miydi? | Open Subtitles | .الأنسة هيز, الغرفة رقم 3 الم يتم تسريحها هذا المساء ؟ |
taburcu olduktan 9 ay sonra işini bırakmış, arabasını satmış, kredi kartlarını ve hesaplarını iptal etmiş. | Open Subtitles | بعد 9 أشهر من خروجه من المشفى استقال من عمله و باع سيارته أغلق حساباته البنكية و ألغى بطاقاته الإتمانية |
Babanı tebrik etmeli. Ne de olsa taburcu oluyormuş. | Open Subtitles | منذ أن أطلق سراحه ، كان يجب عليها أن تذهب وتقدم تحياتها |
David yarın taburcu oluyorsun. İyi misin? | Open Subtitles | ديفيد أنت ستخرج غداً هَلْ سَتَكُونُ بخيرَ؟ |
Babam bugün taburcu ediliyor. İyileşmesi için bir yere ihtiyacı var. | Open Subtitles | سيخرج أبي اليوم و يجب أن يمكث في المنزل ليستعيد طاقته |
Bir akıl hastanesinden daha geçen hafta taburcu edildi. | Open Subtitles | لقد اطلق سراحها من المستفى النفسى الاسبوع الماضى |
Olaydaki kilit isim dün gece taburcu oldu ve şimdi bizimle. | Open Subtitles | معنا في الاستديو المعتدى عليه والذي خرج من المستشفى بالأمس |
Hey haydi Babam hastaneden yeni taburcu edildi, Haydi onu almaya gidelim buradan çıkalım. | Open Subtitles | أبي , خرج من المشفى يجب ان نكون معه , أخرجي من هنا |
Yollar açılınca kendini taburcu ettirmiş olmalı bir saat kadar önce. | Open Subtitles | لا بد أنه خرج عندما أعيد فتح الطرقات قبل ساعة |
Hastaneden taburcu olduğunda doktorlar tamamen iyileşebileceğini söylemişlerdi. | Open Subtitles | عندما تم السماح لها بالخروج من المشفى ، قال الأطباء أنها ستسترد عافيتها تمامًا |
taburcu olunca okula geri dön. | Open Subtitles | يمكنكِ العودة الى المدرسة عند خروجك من المستشفى |
Evet, bu akşam 8:15'te taburcu edilmiş. Bu imkansız. | Open Subtitles | .نعم تم تسريحها في الساعة الثامنة و الربع |
Ailesine ulaştım ve birkaç saat önce taburcu olmuş. | Open Subtitles | إتصلت بعائلته في الواقع تم تصريح خروجه قبل بضع ساعات |
Dinlenme evini duymuş ve taburcu edildiğinde buraya gelip gelemeyeceğini soruyor. | Open Subtitles | ولقد سمع بأن منزلنا للنقاهه الآن ويتساءل إن كان بإمكانه الحضور هنا بمجرد إطلاق سراحه |
Doktorlarla konuştum, yakında taburcu olacaksın. | Open Subtitles | تحدثت مع الأطباء، ستخرج من المشفى قريباً |
- Yakında taburcu olacak. - Buna sevindim. | Open Subtitles | ـ الأطباء يَقُولونَ بأنّه سيخرج قريباً ـ تلك أخبارُ جيدةُ |
- Illinois'de yaşıyorlar. - Christine'nin taburcu edilince gideceği yer. | Open Subtitles | انهم يعشون فى اللينوى وهذا حيث ستذهب , كرستين , بعد اطلاق سراحها |
Seni taburcu edeceklerinden emin değilim Walter. | Open Subtitles | لستُ متأكداً من أنهم سيطلقون سراحك يا والتر |
Bu kız bu akşamüstü resmi olarak amcasının nezaretinde taburcu edilmiş. | Open Subtitles | لقد تم تسريح هذه الفتاة رسميا .هذا المساء تحت رعاية عمها |
taburcu olduktan sonra da onu kardiyo kliniğinde kontrollere çağıracağız. | Open Subtitles | , بعد صرفه نتوقع منه المتابعة في عيادة أمراض القلب |
İç hasarı olmadığını öğrenene kadar onu taburcu edemem. | Open Subtitles | و لا يمكنني صرفها حتى نتأكد أنها لا تعاني من جراح داخلية |
- Kendini iyi hissedince, taburcu olabilirsin. | Open Subtitles | حالما تصبح حالتك مستقرّة تماماً سنخرجك من هنا شكرا لك |
Sen şunları taburcu et, bunu ben hallederim. | Open Subtitles | اتعلم, امسك! قم بتسريح هؤلاء وأنا سأقوم بهذا |