Oğlumun zaten bir adı var ama yaz şarabınızı denerim. Sadece tadımlık. | Open Subtitles | إبني تم تَسميته بالفعل، و لكنني سوف أجرب نبيذك الصيفي، مُجرد تذوق. |
Aslında o bana ve bizim çocuklara sadece bize özel bir tadımlık menü yapıyor.. | Open Subtitles | في الواقع، هو جعل لي والرجال قائمة تذوق خاص فقط بالنسبة لنا. |
Önceden arayıp, hepsi de Şef'in tadımlık menüsünde istediklerini söylediler. | Open Subtitles | وكان الحجز الاول في اليوم وقلو انهم حجزو مسبقا وانهم جميعا يريدون تذوق القائمة الخاصه بالشيف. |
Ona bir tadımlık versem oyun oynamaya başlardı. | Open Subtitles | ذات يومٍ أعطيته رشفة وبعد ذلك توسّل لأعطيه المزيد |
tadımlık. | Open Subtitles | أخذت رشفة |
"Çok değil sadece biraz tadımlık alıp şöyle olayım ... | Open Subtitles | "ليس هناك الكثير، ما يكفي بالنسبة لي أن تتذوقه ويذهب... (الصفعات الشفاه) |
Tamam, bir tadımlık ver. | Open Subtitles | حسنا , اعطيني اتذوق |
Üzüm bağları arasında geziyorsun. Trende tadımlık veriyorlar. Tüm kır çiçekleri de açmış durumda. | Open Subtitles | هنك تذوق على المتن ، والزهور البرية متفتحة... |
Bir tadımlık alsanız bile sırılsıklam terletiyor. | Open Subtitles | تذوق فقط وسوف تتبلل عرقاً. |
Birazcık tadımlık al sadece. | Open Subtitles | تذوق صغير وحسب. |
Şef bu tadımlık menüler çok lezzetliydi | Open Subtitles | الشيف. القائمة تذوق رائعة. |
"Yumurta, soğan ve tadımlık tuz ekleyin." diyor. | Open Subtitles | اضف بيضا , بصل , وملح تذوق |
tadımlık. | Open Subtitles | تذوق فقط. |
"Çok değil sadece biraz tadımlık alıp şöyle olayım ... | Open Subtitles | "ليس هناك الكثير، ما يكفي بالنسبة لي أن تتذوقه ويذهب... (الصفعات الشفاه) |
sadece tadımlık. | Open Subtitles | فقط اتذوق |