Zengin oyuncu tahtanın etrafında elindeki parçayı adeta vurarak daha gürültülü bir şekilde hareket etmeye başladı. | TED | اللاعب الغني بدأ يتحرك حول اللوح بصوت أعلى، صفع حرفياً اللوح بقطعته الخاصة اثناء التجول. |
tahtanın boyutu ve hafif yapısı onun çok fazla suyu itmesini sağlar. | TED | إنّ حجم اللوح وبنيته الرشيقة تساعد في طرد الكثير من الماء. |
Rocker dediğimiz şey de tahtanın önden eğimi. | TED | ركوع اللوح هو ذلك الانحناء الموجود في مقدمته، |
tahtanın binalarımıza Doğa Ananın parmak izlerini bıraktığını düşünmeyi seviyorum. | TED | أحب أن أفكر بأن الخشب يعطي بصمات للطبيعة الأم في مبانينا. |
Oradaki tahtanın meşe olmadığnı farkettim. | Open Subtitles | رأيت أن الخشب الذي يجمع الألواح لم يكن بلوط. |
tahtanın üzerinde en az bir hafta yatman gerekirdi. | Open Subtitles | يجب عليك ان تنامي على لوح خشبي لمده اسبوع على الاقل |
Kimya derslerinde likör yapıp tahtanın arkasına saklardık. | Open Subtitles | كُنا نعدّ الكحول في مختبر الكيمياء و نخَفيه وراء السبورة. |
- Pekala. İlginç bir korsan ismi olmadığı için Peter ceza olarak tahtanın üstünde yürüyecek. | Open Subtitles | عقابا لك لعدم إختيار إسم قرصان بيتر سيمشي على اللوح الخشبي |
Annem geldi. Gitmem gerek. Bu tahtanın çivilenmesi bitti. | Open Subtitles | إنها أمي ، يجب أن ارحل، انتهيت من تثبيت هذا اللوح بالمسامير |
eskiler Mona'nın, ya da kalbin siz tahtanızı yaparken şekil değiştirdiğini ve tahtanın içine girdiğini söylerler. | Open Subtitles | القدماء كانوا يؤمنون، بأن أشكال قلوبنا، تظهر علي اللوح و نحن ننقشه، ما رأيك بهذا؟ |
Aslında tahtanın o kısmını görmezden gelmeye çalışıyoruz. Siyah kalemle yazdım. | Open Subtitles | في الحقيقة كنّا نحاول أن نتجنّب هذا الجزء من اللوح الأبيض لكنّني كتبته بالأسود |
Şimdi dizlerini kır ve başını, tahtanın ortasında tut. | Open Subtitles | الان فقط احتفظي بالركبتين محنيتين قليلاً ورأسك نحو مركز اللوح |
Başını tahtanın ortasında tutmayı unutma ve rahat ol. | Open Subtitles | تذكري ان تبقي رأسك بإتجاه وسط اللوح وكوني هادئة |
Bunu kesmeden önce tahtanın üzerinde düz çizgi çizmek için kullanırız, ve düz çizgi için cetvel kullanırız, | Open Subtitles | نحن نستعمل هذه لعمل خط مستقيم على الخشب قبل قطعه وكما نستخدم مسطرة لنصنع خطا مستقيما |
Sonra koy buraya, tahtanın içine. | Open Subtitles | ثم ضعه على حافة الخشب هكذا ثم إنشر قليلا كي يثبت |
... lüksarabaların içindeki tahtanın aynısı. | Open Subtitles | نفس الخشب يستعمل في تُرف السيارة الداخلية. |
Yakana yapışmayayım dedim. Ama büyük balıklar tahtanın üstüne numaramı bıraktım. | Open Subtitles | فكرت في أن أتركك بسلام لكنني تركت رقمي على لوح إعلاناتك الكبير |
Chris boğulduğunca Lucas bir tahtanın üzerinde kalmış, | Open Subtitles | لقد كان لوكاس على لوح خشب عائم عندما غرق كريس |
tahtanın diğer tarafını da düşünmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تأخذي بالإعتبار الجانب الآخر من لوح الشطرنج ؟ |
Ben de lisedeki, uzun çoraplı kimya öğretmenimi hatırlıyorum, tahtanın önünde, diğer baloncuklara bağlanan baloncuk şemaları çiziyor ve nasıl titreşerek çarpıştıklarını anlatıyor. | TED | وأتذكر أستاذي للكيمياء في المدرسة الثانوية وهو مرتديًا الجوارب الطويلة عند السبورة يرسمُ رسومًا بيانية لـفقاعات متصلة بفقاعات أخرى ويصف كيف تهتز وتصطدم في نوع من الحساء المغلي. |
Bununla birlikte, uh, ben ve meslektaşlarım uzlaştık, ve bir problem daha hazırladık şu an tahtanın üzerinde... bunu ispat etmek iki yıldan daha fazla bir zamanımızı aldı. | Open Subtitles | أى كان, أنا و زملائى تشاورنا و هناك مشكلة على السبورة ... فى الوقت الحالى التى أخذتنا لأكثر من سنتين لكى نثبتها |
İtfaiye tahtanın arkasında magnezyum tozu buldu. | Open Subtitles | رجال الإطفاء وجدوا شرائح من مسحوق المغنسيوم خلف اللوحة |