"takardı" - Traduction Turc en Arabe

    • ارتدى
        
    • يلبس
        
    • كانت ترتدي
        
    • لَبستْ
        
    • كانت تضع
        
    Eski Hindistan başbakanı astrolojistlere danışır ve şeytandan korunmak için büyülü bir kolye takardı. Open Subtitles لمعلوماتك رئيس وزراء هندي سابق كان يستشير المنجمين والوسطاء الروحيين وقد ارتدى سلسلة سحرية حول عنقه
    Söylediği kadar dibe batmış olsaydı, cihazı takardı. Open Subtitles ولو كان بعمق ما قال لكان ارتدى جهازاَ
    Dr. P her zaman rengarenk papyonlar takardı ve çocuklarla çalışmaya kusursuzca uyan bir yaradılışa sahipti. TED كان يلبس الدكتور بي ربطات عنق ملونة وكان يحسن التصرف مع الأطفال كثيرا
    -O büyük gözlükleri hep takardı. Open Subtitles لقد كان دائماً يلبس هذه النظارات الكبيرة.
    Gözlükleri neden sevdiğini biliyorum. Çünkü o gözlük takardı. Open Subtitles أعلم سبب قولك لهذا كانت ترتدي نظارات هي الأخرى
    Hep güneş gözlüğü takardı, içeride bile. Open Subtitles لَبستْ النظارات الشمسيةُ دائماً، حتى داخل.
    Sushi Roku'da Christine erkekleri uzak tutmak için nişan yüzüğü takardı. Open Subtitles كريستين كانت تضع خاتماً كي لا يتحرش بها الرجال
    O şapkayı her yerde takardı. Open Subtitles لقد ارتدى تلك القبعة في كل مكان.
    Roddy her zaman baklava biçimli papyon takardı. Open Subtitles رودي ارتدى دائما ربطة عنق نقطة الماس،
    Bunu sadece maç günleri takardı. Open Subtitles إلا انه ارتدى المباراة يوما.
    Biliyorsun babam takardı şapkayı. Open Subtitles اسمع، أ .. أبي ارتدى القُبّعة
    - Babamda buna benzer bir şey takardı. Open Subtitles -والدي ارتدى واحد مثل هذا
    Menachem Begin da bunların aynısından takardı! Open Subtitles مانكن بيقر) ارتدى واحدة مثل هذه)
    Herkes kovboy şapkası takardı. On Galon da en büyük olanıydı. Open Subtitles حيث يلبس الجميع قبعات رعاة البقر، وكنت ألبس قبعة كبيرة
    Amcam emniyet kemerini daima takardı, Bay Blunt. Open Subtitles عمى دائماً ما كان يلبس حزام المقعد, سيد بلونت
    Buradaki arkadaşında bir zamanlar bu tılsımın aynısından takardı. Open Subtitles صديقك هنا إعتاد أن يلبس نفس التعويذة
    Babam da gözlük takardı. Open Subtitles والدي كان يلبس النظارات
    Yeniliklere o kadar açıktı ki, kol saatini bile ayak bileğine takardı. Open Subtitles حتى أنه يلبس ساعة يده بشكل مبتكر ، على كاحله !
    Kafasına kurdele takardı, ve hep şarkı söylerdi. Open Subtitles كانت ترتدي شريط في شعرها... و كانت تغني دائما
    Eski eldivenleri. Hep eldiven takardı. Open Subtitles قفازيها, دائماً كانت ترتدي قفازين
    Hep büyükannesinin yüzüğünü sağ eline takardı. Open Subtitles لَبستْ جدتَها دائماً الحلقة على يدّها اليمنى.
    Noel'de saçlarına ziller takardı. Open Subtitles في الكريسماس، كانت تضع أجراس في تسريحتها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus