Bu adam bana kafayı takmış durumda. Gözünün önünden ayrılmama izin vermiyor. | Open Subtitles | هذا الرجل مهووس بيّ، لن يجعلني اغادر باصره |
Neden herkes bir şey söylemiyor olmasına kafayı takmış durumda. | Open Subtitles | لمَ الجميع مهووس بحقيقة أنه لم يتفوه بشيء؟ |
Savunma, jüri için hikâye yaratmaya kafayı takmış durumda ve avukatlar da dikkatleri gerçeğin üzerinden çekmek için bunu kullanıyor. | Open Subtitles | الدفاع مهووس بصنعِ قصصاً لأجل هيئة المحلّفين، ويقوم المحامون بالإهتمام بهذه القصص للفلت النظر عن الحقائق.. |
Benim tekrar göreve dönmeme tamamen takmış durumda. | Open Subtitles | أتعلم, إنها مهووسة تماماً بعودتي للطيران مرة أخرى, إنك تعلم هذا |
Aile tarihine kafasını takmış durumda, işlerin eskisi gibi olmasını istiyor. | Open Subtitles | إنهُ مهووسٌ يتاريخ عائلته، يريد إستعادة أمجادهم |
Jack Chesapeake Matadoru'na kafayı takmış durumda ve Bill'i onu yakalamak için çalıştırıyor. | Open Subtitles | جاك مهووس بسفاح شيسابيك و هو يستميل ويل للإمساك به |
Savunma, jüri için hikâye yaratmaya kafayı takmış durumda ve avukatlar da dikkatleri gerçeğin üzerinden çekmek için bunu kullanıyor. | Open Subtitles | الدفاع مهووس بصنعِ قصصاً لأجل هيئة المحلّفين، ويقوم المحامون بالإهتمام بهذه القصص للفلت النظر عن الحقائق.. |
Hayır, kahroluyor. Yönteminizi öğrenmeyi kafaya takmış durumda! | Open Subtitles | ان هذا يقتله إنه مهووس لاكتشاف طريقتك |
Paraguay'a takmış durumda. Orası hakkında her şeyi okuyor. | Open Subtitles | نعم, انه مهووس بـ "باراجواى" كان يقرأ كل ما يتعلق بها |
Yoldaki rögar kapağına kafayı takmış durumda. | Open Subtitles | انه مهووس بشأن فتحة في وسط الشارع |
Çünkü fark ettiysen kafayı tamamen Allison'a takmış durumda, o yüzden... | Open Subtitles | لأن لو لم تلاحظ ، إنه مهووس تماماً بــ "أليسون" لذا... |
"Bay Saldua, şu an tedavisine takmış durumda..." | Open Subtitles | السيد سالدو الان هو مهووس بشأن تحسنه |
Kafayı takmış durumda. Ben koca aramıyorum. | Open Subtitles | انه مهووس بهذا الأمر انا لا ابحن عن رجل |
Üstelik, matematiğe takmış durumda. Çok zor bir sınava çalışıyor. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، إنه مهووس بالرياضيات |
Küçümsenmeye kafayı takmış durumda ve hata yapacak | Open Subtitles | إنه مهووس كونه مستهان به وإنه سوف يسقط |
Teknelere takmış durumda. | Open Subtitles | إنها مهووسة حيال ذلك القارب |
Evet tabii. Sime takmış durumda. | Open Subtitles | ...أجل،إنها إنها مهووسة مع الاشياء |
Kendisi sapık ve de bana takmış durumda. | Open Subtitles | إنه منحرف كبير, وهو مهووسٌ بي. |
Üstelik, matematiğe takmış durumda. | Open Subtitles | وفوقَ هذا إنهُ مهووسٌ بالرياضيّاتِ |