| Bir kişi Tam olarak nerede ikinci sınıf vatandaş oluyor? | TED | أين بالضبط يمكن للمرء ان يصبح مواطنا من الدرجة الثانية؟ |
| Aptalca sorular sormayı sevmem ama onu Tam olarak nerede dondurdun? | Open Subtitles | أَكْرهُ ان اسُال أسئلةِ غبيةِ، لكن أين بالضبط ضَربتَه ؟ |
| Ama teselli ise seni gömmek yapacağım Tam olarak nerede, ben biliyorum. | Open Subtitles | لكن إذا كان في ذلك أي عزاء، أنا أعلم بالضبط أين سأدفنك |
| Motorun içerisinde, üç adet Hall sensörü var, böylece kanadın Tam olarak nerede olduğunu biliyoruz. | TED | داخل المحرك، لدينا ثلاثة ثقوب حساسة، حتى نعرف بالضبط أين هو الجناح. |
| Tam olarak nerede? | Open Subtitles | أين هي بالضبط ؟ |
| Bu problem nispeten küçük olabilir. Örneğin; "Bir turistik gemide, norovirüsler Tam olarak nerede yayılmaya başlar?" | TED | والمشكلة هي صغيرة نسبيا؛ على سبيل المثال، أين بالتحديد على السفينة يبدأ النوروفيروس بالانتشار؟ |
| Babam her zaman Tam olarak nerede olduğumu bilmek ister. | Open Subtitles | ابي يحب ان يعرف بالضبط اين انا في كل وقت |
| Özgür irade Tam olarak nerede devreye girer? | Open Subtitles | من أين بالضبط تأتي إليه الإرادة الحُرّة ؟ |
| Bu seks kölesi mekânı Tam olarak nerede? | Open Subtitles | أين بالضبط هذا المخبئ للعبودية الجنسية ؟ |
| Bu adamı Tam olarak nerede bulacağımızı biliyorum. Nasıl bildiğim ise hoşuna gitmeyecek baba. | Open Subtitles | أعرف أين بالضبط يمكننا إيجاد ذاك الرجل ويا أبي، لن تحب الطريقة |
| Bu adamın süt kutularını attığını Tam olarak nerede gördünüz? | Open Subtitles | أين بالضبط رأيت هذا الرجل الذي يرمي علبة الحليب؟ |
| Fakat büyük olasılıkla size balığı kimin tuttuğunu, Tam olarak nerede tutulduğunu, orada balık tutmanın sürdürülebilir olup olmadığını ve nasıl taşındığını söyleyemezler. | TED | ولكن هناك احتمالات أن لا يخبروك من الذي اصطاد السمكة، أو أين بالضبط تم اصطيادها. أو عن احتمالية اصطيادها من تلك المنطقة وكيف تم نقلها من مكانها. |
| Bay Leech, Tam olarak nerede olduğumun farkındaydım. | Open Subtitles | سيد ليتش، أعرف بالضبط أين كنت طوال الوقت |
| Paige, için Titans fethetmek için güç bulmak Tam olarak nerede. | Open Subtitles | بايدج ، أنت تعلمين بالضبط أين تجدين القوة المطلوبة للقضاء على الجبابرة |
| Üçünüzün Tam olarak nerede kaldığını söyle. | Open Subtitles | أخبرينا بالضبط أين كنتم تبقون أنتم الثلاثة |
| Seninle çöreğine iddaya girerim Paranın Tam olarak nerede olduğunu biliyor. | Open Subtitles | أراهنك على دولارات لنعرف بالضبط أين يوجد المال |
| Tam olarak nerede oldugunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أين هي بالضبط |
| çünkü, mesela, bir patrona çalışanı homoseksüel davranış yüzünden kovmaya izin veren bir kanunu geçirirseniz sınırı Tam olarak nerede çizeceksiniz? | TED | لأنه علي سبيل المثال، لو رأيت قانون يسمح لرب عمل ما بطرد موظفه لأنه يتصرف كمثلي، أين بالتحديد يمكن ان نرسم الخط؟ |
| Bence Tam olarak nerede olduğunu biliyorsun. Annesine bir güzel anlatıyordun. | Open Subtitles | اعتقد تعرف بالضبط اين كان يقف, كما تتوقعه امه |
| Sadece birkaç kişi bu adanın Tam olarak nerede olduğunu biliyor, ve bunu bir sır gibi saklıyorlar. | Open Subtitles | هناك قله من الناس الذين يعرفون أن تقع بالضبط و بالطبع يبقون هذا سراً |
| Her kim sanığın ölmesini istiyorsan onu Tam olarak nerede bulacağını biliyormuş. | Open Subtitles | من الواضح أن من أراد قتل المدعى عليه علم تماماً أين يجده |
| Ee, nerede... Tam olarak nerede o? | Open Subtitles | أين هو بالتحديد الآن؟ |
| Tam olarak nerede? | Open Subtitles | أين هي بالتحديد ؟ |
| Babanı en son Tam olarak nerede gördüğünü gösterebilir misin? | Open Subtitles | هل بوسعك أن تريني أين تحديداً رأيتي والدك لآخر مرّة؟ |
| Tam olarak nerede olduğumu bilmeyince evhamlanır. | Open Subtitles | إنها فقط تصاب بالتوتر عندما لا تعرف مكاني بالضبط. |
| Ve bu toplantı Tam olarak nerede yapıldı? | Open Subtitles | وأين بالضبط حدث هذا الأجتماع ؟ |
| Maggie Tam olarak nerede olduğunu bilmiyor eğer tam yerini bilmiyorsan asla bulamazsın. | Open Subtitles | ماجي لا تعرف اين هو بالتحديد ألا اذا كنت تعرف انت مكانه بالتحديد لذلك انت لن تعثر عليه ابدا |
| Yani onun Tam olarak nerede olduğunu sadece ben biliyorum. Tam olarak nereye gittiğini sadece ben biliyorum. | Open Subtitles | أيّ أنّي فقط أعرف مكانها بالضبط و وحدي أعرف وجهتها بالضبط |
| Onun Tam olarak nerede olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلمين أين هو بالضبط وما هو |