| Golf kulübündeki dolabında... avcı bıçağı gören bir tanığı var. | Open Subtitles | لديه شاهد يدّعي أنه شاهد سكّين صيد في خزنتك بالنادي الريفي |
| Biliyor musun, bu hiç adil değil, sadece doğruyu söylediğinde salıverilmesini sağlayabilecek bir görgü tanığı var. | Open Subtitles | أتعلم, والأمر الغير عادل كليّاً هو أن لديه شاهد بحجة غيابه والذي يمكنه إخراجه إذا قال الحقيقة وحسب |
| Tek bir görgü tanığı var. Şerif yardımcısı. Hastanede isabet eden kurşunlar çıkarılıyor. | Open Subtitles | لدينا شاهد واحد رأى كل شيء و هو الشريف و هو في المستشفى الأن ليخرجوا منه الرصاص |
| A16'nın dikkatine, şüphelinin Kuzey yönde Sierra'ya doğru gittiğini söyleyen bir görgü tanığı var. | Open Subtitles | يا "8آدم 16" لدينا شاهد عيان رأى المشتبه يتجه شمالاً بإتجاه "سييرا" على بعد 8 أميال بإتجاهكم |
| Hayır, onun tanığı var. | Open Subtitles | لا، لديه حجة غياب قبل أن أتعرّض إلى الضرب |
| Müvekkilim yok yere suçlandı. Kendisinin doğrulanmış bir tanığı var. | Open Subtitles | موكلتي اتهمت خطأ لديها حجة غياب مناسبة |
| Maalesef ikisinin de tanığı var. | Open Subtitles | لسوء الحظ, كلا منهما لديه حجّه غياب قوية |
| Çok sıkı bir tanığı var. ABD hükümeti. | Open Subtitles | لديه عذر غياب قوي جدا، الحكومة الأمريكية. |
| Hiç bir nedeni yok, Ve tanığı var. | Open Subtitles | ليس لديه دافع ولكن لديه عُذر |
| Savunmanın tek bir tanığı var, Sayın Başkan. | Open Subtitles | الدفاع له شاهد واحد فقط .. سيدي الرئيس. |
| Oysa davacının tek bir tanığı var. | Open Subtitles | بينما الإدعاء لديه شاهد واحد فقط |
| Bir görgü tanığı var ama gördükleri Sue'nun aracının yanına park eden koyu renk bir kamyonetle sınırlı. | Open Subtitles | لدينا شاهد عيان لكنه ما يذكره هو مجرد فان داكنة شاهدها " تتوقف بجوار سيارة " سو |
| Dinle Choi, elimizde bir görgü tanığı var. | Open Subtitles | ،استمع تشوي .لدينا شاهد |
| Demem o ki, birimizin şüphe götürmez tanığı var. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن أحدنا لديه حجة لا جدل فيها |
| Anlamı yok, Komiser! Ken'in tanığı var. | Open Subtitles | هذا غير منطقي أبداَ لديه حجة غياب |
| Sağlam bir tanığı var. | Open Subtitles | لديها حجة غياب دامغة |
| Gibbs, ben iyiyim! Hayatımda bana musallat olan bir kişi oldu, onun da tanığı var. | Open Subtitles | (غيبس), أنا بخير, لدي مهووس واحد و لديه حجّه غياب |
| İki cinayet için de görgü tanığı var ama Fresno Emniyeti, hakkında röntgencilik sebebiyle şikâyet almış. | Open Subtitles | لديه عذر لجريمتي قتل، ولكن الشرطة قدّمت عليه بتهمة العبث. |
| Dün gece için görgü tanığı var. | Open Subtitles | -كان لديه عُذر غياب لليلة الماضية . |
| Savunmanın sadece bir tanığı var, Sayın Başkan. | Open Subtitles | الدفاع له شاهد واحد فقط .. سيدي الرئيس. |