| Bu yüzden annem, Mathilde ile tanışmayı ve dükkanı görmeyi istemedi. | Open Subtitles | كمارفضتأمي مقابلة ماتيلد أورؤيةحتىالدكان |
| Seni sonra ziyaret edeceğim oğlum. Arabayı yıkayacağım ve birileriyle tanışmayı deneyeceğim. | Open Subtitles | سألقاك لاحقاً يا بني ، سأغسل السيارة وأحاول أن أقابل شخصاً ما |
| Anneme, seninle tanışmayı kabul ederse partisine gideceğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرت أمي أني سأوافق على حضور حفلتها إن وافقت على مقابلتك |
| Kauçuk mermiydi. Seninle tanışmayı uzun zamandır bekliyorduk, Kyle. | Open Subtitles | ...انه رصاصة مطاطية لقد انتظرت طويلا للقائك كايل... |
| Naber? Heykelin kafasını kesen kişiyle tanışmayı ne çok istediğimizi konuşuyorduk. | Open Subtitles | كنا نقول إننا نتمنى لقاء من قطع رأس التمثال |
| Cazibesi olan çekici bir adam gördüm ve onunla tanışmayı o kadar çok istedim ki her şeyi bir yana bırakıp üzerine atladım. | Open Subtitles | رأيت رجلاً جذّاباً، فاتنٌ بعض الشّيء و رغبت في مقابلته بشدّة لدرجة أنّني تجاهلت كلّ شيء و ألقيت بنفسي عليه |
| Sizinle tanışmayı çok istedim Cecile Croomy, ben... | Open Subtitles | لقد كنت اتطلع لمقابلتك ,أنسة سيسل كرومى فأنا |
| Kız arkadaşınla tanışmayı istemem çok mu korkunc? | Open Subtitles | هل من الفظيع أن أرغب في التعرف إلى حبيبتك |
| Yine de, herşey bir yana şu senin delikanlıyla tanışmayı dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | على أية حال فالباعة الجائلين يأّحذون جانب الرصيف أنا أتطلع قدما لمقابلة خطيبك |
| Eşinizle tanışmayı çok isterim, Albay. | Open Subtitles | اتطلع كثيرا الي مقابلة زوجتك ايها الكولونيل |
| Şu birisiyle tanışmayı geri almanın bir yolu icat edildi mi diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل لو كان بإمكانى عدم مقابلة شخص ما الآن |
| Doğru adamla tanışmayı bekleyip duruyorum ama ortaya çıkmadı. | Open Subtitles | ظللتُ أنتظر مقابلة الشخص المنشود، لكنه لم يظهر |
| Edmund? Ailenin kalanıyla tanışmayı çok isterdim. | Open Subtitles | إدموند، أنا أريد أن أقابل بقية أفراد أسرتك |
| Eminim diğer oyuncularda seninle tanışmayı çok isterler. | Open Subtitles | أعني, أنا واثقةٌ أن الممثلين الآخرين سيودّون مقابلتك. |
| Hepimiz sizinle tanışmayı dört gözle bekliyorduk Bay Branson. | Open Subtitles | لكننا جميعاً نتطلع كثيراً للقائك سيد "برانسون" |
| Kız tarafıyla tanışmayı seven, tanıdığım tek erkek. | Open Subtitles | هو الشخص الوحيد الذي أعرفه والذي يحب لقاء العائلات |
| Eğer onunla tanışmayı kabul edersen, ben de seninle orada dikilip dururum. | Open Subtitles | إذا تُوافقُ على مقابلته مَعها، ثمّ أنا سَأَنْهضُ هناك مَعك. |
| Doğruya doğru, sizinle tanışmayı cidden dört gözle bekliyordum. | Open Subtitles | لا بد أن أعترف انه أصابني الفضول لمقابلتك |
| Harika! Eminim Dushawn'da seninle tanışmayı ister. | Open Subtitles | عظيم وأنا متأكد ان ديشون يريد التعرف عليك |
| Sanırım doğru kadınla tanışmayı bekliyorum. | Open Subtitles | لقد انتظرت الكثير لمقابلة المرأة الصحيحة |
| Buraya ilk geldiğinde, babanla tanışmayı bekliyordun. | Open Subtitles | أنت تعرف عندما وصلت هنا أوّلاً , أنك بالرغم من ذلك ستذهب للقاء والدك |
| Cellini'yi neden getirmediniz, tanışmayı çok isterdik? | Open Subtitles | يعجبني ان اقابل شيليني هذا لماذا لم تجلبه معك ? |
| Genç bir erkekle tanışmayı hep çok isterdim, şimdi üçüyle birden tanıştım. | Open Subtitles | لطالما وددت وبشدة أن ألتقي شاباً، والآن هناك ثلاثة منهم دفعة واحدة |
| Sizinle tanışmayı istiyordum ben de. | Open Subtitles | .لقد كنت أتطلع قدماً لمقابلتكِ |
| İlanda ev arkadaşı aradığını görünce ben de seninle tanışmayı çok istedim. | Open Subtitles | رأيت إعلانك حول شريك .... السكن و أنا فقط أردت حقا لقاءك |
| Ama köydeki diğer yaşlılarla da tanışmayı umuyordum. | Open Subtitles | لكنني كنت آمل اني التقي مع كبير اخر في هذه القرية |