"tanıştığım zaman" - Traduction Turc en Arabe

    • عندما قابلت
        
    • عندما قابلتك
        
    • عندما التقيت
        
    • مرة إلتقيت
        
    • عندما قابلته
        
    • عندما أقابل
        
    • عندما إلتقيت
        
    Sydney'yle tanıştığım zaman ben de aynen böyle yapmıştım. Open Subtitles هذا بالظبط مافعلته .عندما قابلت سيدنى اول مره حسنا؟
    Rory ile ilk tanıştığım zaman, ...onun bir baş belası olduğunu düşündüm. Open Subtitles هـلاّ شرحت لنا لماذا يظن روري أن النظام متحيز ضده ؟ عندما قابلت روري للمرة الأولى
    ama şu an o günün, hayatımın en şanslı günü olduğunu fark ediyorum, çünkü seninle tanıştığım zaman bir ilişkim yoktu. Open Subtitles لكنني أدرك الآن انني في أسعد أيامي لأنني كنت غير مرتبط عندما قابلتك
    Aman Tanrım, seninle tanıştığım zaman sadece bir bisikletin vardı. Yalnızca bu değil, Open Subtitles يا إلهي ، عندما قابلتك كنت تملك دراجة فقط
    Ama kocamla tanıştığım zaman turnelere gitmemden ve onu yalnız bırakmamdan hoşlanmadı. Open Subtitles لكن عندما التقيت زوجي لم يرغب ان اذهب بعيداً بجولات واتركه وحيداً
    Seninle tanıştığım zaman sen tedirgin, asabi... bir eziktin. Open Subtitles عندما التقيت بك كنتَ عصبياً خاسر بعصبية شديدة
    Bu şarkıyı ilk defa hayatımın aşkıyla tanıştığım zaman söylemiştim. Open Subtitles هذه هي الأغنية التي غنية لأول مرة إلتقيت فيها حب حياتي.
    Onunla tanıştığım zaman, o daha "Funiculi Funicula"yı söylüyordu. Open Subtitles عندما قابلته كان لا يغني سوى Funiculi Funiculà"."
    Martha Stewart ile tanıştığım zaman harika görünmek zorundayım. Open Subtitles يجب أن أبدو رائعة عندما أقابل مارثا ستيوارت
    Hank ile tanıştığım zaman görüştüğüm bir adam vardı. Bana onu hatırlatıyorsun. Open Subtitles أتعلم , لقد كنت أواعد هذا الرجل عندما إلتقيت بهانك لأول مرة , وهو يذكرني بك نوعاً ماً
    Bilirsiniz, annenizle tanıştığım zaman, onun dünyada gördüğüm en seksi şey olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles أتعليمن, عندما قابلت أمكِ لأول مرة إعتقدت أنها كانت أكثر شيء جاذبية رأيته في حياتي
    Andrew Packard'la tanıştığım zaman hayatım konusunda endişeliydim. Open Subtitles عندما قابلت "آندرو باكارد". كنت خائفة على حياتي.
    Nasıl planladığını da sorun. Birkaç ay önce Olivia ile diğer taraftaki ofisimde tanıştığım zaman ona bir bardak çay ikram ettim. Open Subtitles منذ أشهر عديدة عندما قابلت (أوليفيا) أوّل مرّة في مكتبي بالعالم الآخر
    Dün akşam Nick'in ailesiyle tanıştığım zaman. Open Subtitles "الليلة الماضية عندما قابلت والدا "نيك
    Seninle ilk tanıştığım zaman, zorba biri olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles عندما قابلتك أول مرة اعتقدت أنك فاشي قاسي
    Seninle tanıştığım zaman, hayatımın kurtarılabileceğini anladım. Open Subtitles لقد عرفت عندما قابلتك أنه يمكن أنقاذ حياتى.
    Seninle tanıştığım zaman, doğru kişiyi bulduğumu düşünmüştüm. Open Subtitles عندما قابلتك إعتقدت بأنّني وجدت الشخص
    - Seninle tanıştığım zaman... Open Subtitles - عندما التقيت لك...
    Howard ile ilk tanıştığım zaman testislerini donundan çıkarıp "Of, sakıza oturdum." derdi. Open Subtitles تعرفين، أول مرة إلتقيت بـ هاورد كان يسحب كيس الصفن خاصته من بنطاله القصير و يقول "لقد جلست على علكة"
    Onunla tanıştığım zaman ben şapkacıydım. Open Subtitles كنت صانعة قبعات عندما قابلته
    Burası müstakbel eşim Clarissa ile tanıştığım zaman. Open Subtitles هذا تماماً عندما أقابل زوجتي المستقبلية، (كلاريسا)
    Seninle tanıştığım zaman daha tatlıydın. Open Subtitles أعتقدتُ بأنكِ لطيفة عندما إلتقيت بكِ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus