"tartıştıklarını" - Traduction Turc en Arabe

    • يتجادلون
        
    • يتشاجرون
        
    • يتناقشون
        
    • كانا يتجادلان
        
    • تجادلوا
        
    • يتجادلان حوله
        
    • يناقشون
        
    Eğer dikkatlice dinlersen, şu anda bile tartıştıklarını duyabilirsin. Open Subtitles إذا أصغيت جيدأ يمكنك أن تسمعهم يتجادلون الآن
    Hayır, 79 yılındaki gaz krizi sırasında tartıştıklarını hatırlıyorum fakat Carter bürodan ayrıldığından beri düzgün bir şekilde devam ediyorlar. Open Subtitles وأنكم لا تتشاجرون أبداً؟ كلا، أتذكر أنهم كانوا يتجادلون كثيراً، أثناء أزمة الغاز عام 79
    Bir Noel arifesinde tartıştıklarını duydum. Babam gidene dek neler olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles في عشية عيد الميلاد لقد سمعت والدي يتشاجرون لم أعلم أي شيئ قبل رحيلة
    Kadın, kız arkadaşıyla olduğunu ve bir şeyler tartıştıklarını anlattı. Open Subtitles قالت لي أنها كانت مع صديقتها كانوا يتناقشون بأمور معينة فتوصلوا إلى نتيجة مفادها
    İsimleri duyabildi mi veya neden tartıştıklarını? Open Subtitles هل من فرصة أنك قد سمعت إسميهما؟ أو ربما سمعتَ مالذي كانا يتجادلان بخصوصه؟
    Bütün tanıdıklarını, kimlere borçlu olduklarını, kimlerle tartıştıklarını da. Open Subtitles اريد ان اعرف كل أقاربهم كل من يدينون له بالمال كل من تجادلوا معه
    - Esposito'yla neyi tartıştıklarını. Open Subtitles -عمّا كانت هي و(أسبوزيتو) يتجادلان حوله .
    Bunu tartıştıklarını biliyorum. Söyle sadece. Open Subtitles أعلم أنهم يناقشون هذا بالداخل أخبرني فحسب
    Tanıklar cinayetten bir hafta önce tartıştıklarını görmüş. Open Subtitles رأوهم الشهود يتجادلون قبل وقوع الجريمة بأسبوع
    Lakin polisler geldiğinde kadın onlara sadece tartıştıklarını söyledi. Open Subtitles ولكن عندما وصلوا فعلاً أخبرتهم بأنّهم كانوا فقط يتجادلون.
    Tek bildiğim, eve geldim ve bodrumda tartıştıklarını duydum. Open Subtitles كل ما أعرفه أنني قدِمت للمنزل وكانوا يتجادلون بالقبو
    Sonra, Daniel ile Hanna arasında herhangi bir cinsel ilişkiye şahit olmadığını sadece tartıştıklarını gördüğünü söyledi. Open Subtitles وبعد ذلك قال انه لم يرى اي جنس على الاطلاق بين دانيل وهانا فقط انهم كانوا يتجادلون مع بعضهم
    Bir şeyi tartıştıklarını sanıyorum. Open Subtitles أعتقد أنهم يتجادلون حول شيء ما
    Ama yüzyüze tartıştıklarını söyledi. Open Subtitles ولكنها قالت أنهم كانوا يتشاجرون وجه لوجه
    O gün Tanya'nın babasıyla tartıştıklarını duydum. Open Subtitles ذلك اليوم ذهبنا ايضا لرؤيه الضابط الياباني وسمعناهم يتشاجرون بصوت عالي,صحيح؟
    Ne hakkında tartıştıklarını bilmiyorum. Open Subtitles أنا لا أعرف على ماذا كانوا يتشاجرون
    Ne için tartıştıklarını bile bilmiyordum ama o kan damlasını asla unutmayacağım. Open Subtitles لم أعرف حتى عما كانوا يتناقشون لكني لن أنسى أبداً تلك القطرة من الدماء
    Amelia, o zamanlar doktorlarının neoevrim ile büyüyen çocuklar hakkında tartıştıklarını duymuş. Open Subtitles أميليا) قالت) أنها سمعت أطبائها يتناقشون حول طفل نشأ من خلال الـ"نيولوشن".
    Onun anılarını duymak daha değerli olabilir, ne hakkında, tartıştıklarını. Open Subtitles فإنه سوف يناديها لتكون إلى جانبه خلال الرحلة هذا هو الاستنتاج يتناقشون... ماالذين يتحدثون عنه
    Vedalaşıyorlardı. Sen tartıştıklarını söylemiştin. Open Subtitles يودعان بعضهما بعضاً - قلت إنهما كانا يتجادلان -
    tartıştıklarını söyledin. Open Subtitles قلت أنهما كانا يتجادلان
    Vanessa'nın öngörüsü hakkında tartıştıklarını iddia ediyor. Open Subtitles لقد إعترفت أنهم قد تجادلوا بخصوص هواجس فانيسا
    Yapmış olabilir. tartıştıklarını kabul etti. Open Subtitles ذلك ممكن لقد أعترف بأنهم تجادلوا مع بعض
    "Uzunca süre, şiddetlice tartıştılar ve şimdi bile tartıştıklarını duyuyorum. Open Subtitles "تجادلوا في الأمر طويلاً" "وناقشوا الأمر بقوة" "وأسمع أنهم ما زالوا يناقشون الأمر الآن"

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus