Sadece hayatlarını değil hayat tarzlarını da. | Open Subtitles | و ليس حيواتهم فحسب بل أساليب حياتهم أيضاً |
Ben, öğretim tarzlarını inceliyordum. | Open Subtitles | بعد مراقبتي أساليب التعليم في المشفى |
Sadece farklı yönetim tarzlarını tecrübe etmek istedim. | Open Subtitles | أردت اختبار أساليب إدارة مختلفة وحسب. |
Bir sürü sanatçı, bandodan, obua gibi nefeslilerden bir sürü sanatçı çalış tarzlarını o nasıl isterse ona göre değiştirirlerdi. | Open Subtitles | العديد من العازفين ، عازفين الألات النحاسية وعازفين الأت النفخ الخشبية مثل المزمار كان عليهم أن يغيروا من طريقتهم للعزف |
Şu ana kadar beni güzelce ağırlayıp türüne az rastlanan, acayip yaşam tarzlarını görmemi sağladılar. | Open Subtitles | حتى الأن، لقد رحبوا بي وأعطوني لمحةٍ نادرة على طريقتهم الغريبة في الحياة |
Geleneksel yaşam tarzlarını terk edip çölde bir uygarlık inşa ettiklerinin göstergesi. | Open Subtitles | أنها تقف شاهدة على هذه اللحظة التي هجروا طريقتهم التقليدية في الحياة وشيدوا حضارة في الصحراء. |
Sadece farklı yönetim tarzlarını tecrübe etmek istedim. | Open Subtitles | أردت اختبار أساليب إدارة مختلفة وحسب. |
Yürüme, konuşma, ateş etme tarzlarını tanırım. | Open Subtitles | طريقتهم في المشي , التحدث , إطلاق النار |