Yıllar önce tasarladığımız EX-200 model eklemi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين المفصل إي 200 الذي صممناه السنة الماضية ؟ |
Yıllar önce tasarladığımız EX-200 model eklemi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين المفصل إي 200 الذي صممناه السنة الماضية ؟ |
tasarladığımız teslimat sistemi bu gece yarısı viral ajanı serbest bırakacak. | Open Subtitles | نظام التوصيل الذي صممناه سوف يطلق الفيروس في منتصف الليل |
tasarladığımız retina çipi burada lensin arkasında görülüyor. | TED | رقاقة الشبكية التي قمنا بتصميمها مكانها وراء هذه العدسة هنا. |
Bu tohum sıkıcakları, pompalar ve saman balyaları gibi tasarladığımız bu basit şeyler sayesinde -- Stanford'daki öğrencilerim bunu bir sınıf projesi olarak yapıyor ve IDEO'da çalışanların zamanını bu tip işler için ayırıyor -- Martin'in başarısını görmek inanılmaz. | TED | وهكذا بعصارات البذور والمضخات ومكابس التبن و أشياء مباشرة جدا نقوم بتصميمها الطلبة لدي في ستانفورد يقومون بهذه الأشياء كمشروعات دراسية وأيديو تبرعات بأوقات موظفيها لعمل هذا النوع من الأعمال إنه مذهل حقًا أن ترى نجاحه، نجاح مارتن. |
Her gün, robotların aksine insanlar için tasarladığımız bir iş, beraberinde küçük sürprizler getiriyor. | TED | عندما يجلب كل يوم قليلاً من المفاجأة أننا قمنا بتصميم عمل للبشر و ليس للروبوتات. |
tasarladığımız gönderi sistemi virüsü bu gece yarısı salacak. | Open Subtitles | نظام التوصيل الذي صممناه سوف يطلق الفيروس في منتصف الليل |
Ve bizim tasarladığımız bir yazılımla ben de tekrar yapımını düzenlerim. | Open Subtitles | وبرنامج صممناه سيسمح لي بهندسة إعادة البناء |
Kısacası, tasarım şirketinin ihtiyaçları ile bireylerin ihtiyaçlarını birleştirmeyi başardık ve tasarladığımız ürün bizim kendimizi çok iyi hissederken kullananların da ihtiyaçlarını giderebilmesini sağladı. | TED | لذلك نحن بالفعل تمكنَّا من التوفيق بين احتياجات الشركة المصممة ، احتياجات الأفراد في الشركة ، الشعور بالرضا عن منتج صممناه بالفعل، واحتياجات الأفراد المستهدفين بالتصميم. |
Ve bu, sergi bahçelerinin ve yenilebilir kanal yollarının ve arı dostu alanların ve polen taşıyıcılarının hikâyesinin olduğu bir rota. Ve insanları tüm kasabamızda gezdiren, kafelerimizin ve küçük dükkanlarımızın önünden, pazarımızın içinden geçiren, tasarladığımız bir rota; sadece süpermarketten etrafa mekik dokumak değil... Ve umuyoruz ki, kasabamızdaki yaya trafiğini değiştirmekle aynı zamanda insanların davranışlarını da değiştiriyoruz. | TED | و هذا طريق للمعارض في الحدائق، طريق جر المراكب الصالح للأكل، والمواقع صديقة النحل، و قصة المُلقِحًات، الطريق الذي صممناه والذي يأخذ الناس لزيارة كامل قريتنا، عبر المقاهي ومحلاتنا الصغير، خلال أسواقنا، ليس فقط من وإلى السوبرماركت، و نأمل، بذلك أن نغير خطى الناس حول مدينتنا، ونحن أيضا نغير تصرفاتهم. |
Bütün parçalarını bizim tasarladığımız fakat gerçekten tam olarak kimsenin nasıl işlediğini anlamadığı ve küçük ayrıntılarını bilmediği ve ne tür sonuçlar doğuracağı bilinmeyen finans sistemi gibi gelişen bir sisteme dönüşüyor. | TED | لقد تحول إلى أحد هذه الأنظمة الناشئة الكبرى مثل النظام المالي، حيث قمنا بتصميم جميع أجزاءه لكن لا أحد يفهم بالضبط كيف يعمل وجميع التفاصيل الصغيرة فيه وما هي أنواع السلوكيات الناشئة التي يمكن أن يحتويها. |
"Uzayda Arkadaşlar" adıyla tasarladığımız Samantha'ya "merhaba" diyebileceğiniz basit bir web uygulaması geliştirdik bulunduğunuz yerden ve aynı anda çevrimiçi olan tüm insanlara "merhaba" dünyanın her yanından | TED | قمنا بتصميم وتطوير ما سميناه "أصدقاء في الفضاء" تطبيق علي الإنترنت يسمح لنا ببساطة أن نقول "مرحبًا" إلى سامانثا من مكاننا و"مرحبًا" لكل الناس المتصلين على الإنترنت في نفس الوقت من كل أنحاء العالم. |