Hanımefendi, bana göndermiş olduğunuz kırmızı kadife ve beyaz saten kumaşlar için teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | سيدتي , لقد جئت لأشكرك على اللباس المخملي القرمزي والساتان الأبيض الذي ارسلتيه ألي |
Bay Delaney size sigorta satmaya değil teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | لم آت لأبيعك بوليصة تأمين سيد (ديلاني) بل جئت لأشكرك |
Benim için yaptıklarından dolayı teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأشكرك على ما فعلته |
Babana kılıç için teşekkür etmeye geldim. Daha önce etmedim. | Open Subtitles | جئت لأشكر والدك على السيف أهملت فعل هذا بالسابق |
Dün benimle alay etmediğin için sana teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأشكر لكم للا يضحك في وجهي أمس. |
Hayır, sadece teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | .كلّا , لقد أتيتُ لكيّ أشكرك |
Hayır, sadece teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | .كلّا , لقد أتيتُ لكيّ أشكرك |
Tavsiyen için teşekkür etmeye geldim. İşi aldım. | Open Subtitles | أتيت لأشكرك على التوصية حصلت على الحلقة |
Doğru şeyi yapmamda beni zorladığın için teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | مهلا، أنا فقط أريد أن أقول شكرا لدفعك لي لفعل الشيء الصحيح |
Howard, ben sana teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | هاوارد, أنا جئت لأشكرك |
Misafirperverliğin için teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأشكرك على حسن ضيافتك |
- teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأشكرك - على الرحب والسعة - |
Ama buraya teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | لكنّي جئت لأشكرك |
teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأشكرك |
Hayır, aslında teşekkür etmeye geldim... yemi yuttuğun için | Open Subtitles | لا، في الواقع لقد جئت لأشكر لك... لأخذ الطعم. |
Sana teşekkür etmeye geldim, Jack. | Open Subtitles | أتيت لأشكرك يا جاك |
Ben sadece buraya teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | أني فقط أردت أن أقول شكرا |