| Yüz ifadelerimiz diğer insanlarda da yüz ifadesi oluşmasını teşvik eder. | Open Subtitles | تعبيرات وجوهنا تشجع تعبيرات وجوه الآخرين |
| Bugün eğlendin mi? Yüz ifadelerimiz diğer insanlarda da yüz ifadesi oluşmasını teşvik eder. | Open Subtitles | تعبيرات وجوهنا تشجع تعبيرات وجوه الآخرين |
| Evlat, bu gençlik kulüplerinin çoğu ailelerin de aktivitelere katılmasını teşvik eder. | Open Subtitles | بني، الكثير من المنظمات الشبابية تشجع الآباء كي يتورطوا في نشاطاتها |
| İntihar etmez. Başkasını teşvik eder. | Open Subtitles | إنا لا تقوم بالإنتحار إنها تلهمك للقيام به |
| İntihar etmez. Başkasını teşvik eder. | Open Subtitles | إنا لا تقوم بالإنتحار إنها تلهمك للقيام به |
| toplumun yozlaşmasını teşvik eder, vatandaşların geleceğine zarar vermektedir. | Open Subtitles | أنها تشجع على الفساد الأخلاقي العام وتخلق الشك للمواطنين تجاه مسؤوليهم |
| Bu iş yaşamını ivmelendirirken, aşırı tüketime de teşvik eder. Ayrıca stok mallarının fiyatı artar; yiyecek ve yakıt gibi. Dolayısıyla tüketici kıtlığı gelişir ve bu da daha fazla enflasyon demektir. | TED | إذًا، بينما هذه قد تحفز الأعمال، قد تشجع أيضًا على زيادة الاستهلاك، أو اكتناز السلع، كالـطعام والوقود، مؤدية إلى ارتفاع الأسعار مما يقود إلى نقص المستهلكين والمزيد من التضخم. |
| - Şirket çocuk yapmayı teşvik eder. | Open Subtitles | الشركة تشجع إنجاب الأطفال |
| Hatta bunu teşvik eder. | Open Subtitles | في الحقيقـــة تشجع على ذالك... |