O kadar heyecan içinde seni tebrik etmeye fırsatım olmadı. | Open Subtitles | أتعلمين, في خضم كل هذه الأحداث لم أجد الفرصة لتهنئتك |
Ne güzel bir konuşmaydı. Ben de tam sizi tebrik etmeye geliyordum. | Open Subtitles | كنت قادمة لتهنئتك |
Seni tebrik etmeye geldim. | Open Subtitles | -جئتُ لتهنئتك . |
Bir talihsizliğini daha hasır altı ettiğin için tebrik etmeye geldim. | Open Subtitles | لقد جئت لأهنئك على طمس حادثة أخرى تحت السجادة |
Yoldaş, buraya sadece çıkardığın harika iş için seni tebrik etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط, لأهنئك أيها الرفيق. |
Tüm hayatım boyunca tiyatro oynadım ve birdenbire tüm tanıdıklarım arayıp beni tebrik etmeye başladılar çünkü sonunda başardığımı sanıyorlardı. | Open Subtitles | انا كنت اعمل في المسرح طوال حياتي وبصورة مفاجئة جميع اقاربي بدؤا بالاتصال لتهنئتي بسبب انهم يعتقدون انا بالنهاية انجزتها |
Beni tebrik etmeye mi geldin? | Open Subtitles | هل أنت هنا لتهنئتي ؟ |
Yeni rolün için seni tebrik etmeye geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت هنا لأهنئك على دورك الجديد |
- Buraya seni tebrik etmeye geldim. - Ne için...? | Open Subtitles | أتيت إلى هنا لأهنئك |
Seni tebrik etmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأهنئك شخصياً |
Buraya sizi tebrik etmeye geldim. | Open Subtitles | انا هنا لأهنئك |