Muhtemelen, oradan kaçamayacağını da fark etti, Jocelyn'e tecavüz etti ve... | Open Subtitles | ولكنه لم يشر الي انه ربما هرب من السجن اغتصب جوسيلين.. |
23 yıllık ömründe... oğlunuz başka kaç çocuğa tecavüz etti? | Open Subtitles | في تلك السنين الثلاث والعشرون كم اغتصب من الأطفال؟ |
Kazai rüşdümü istedim çünkü babam bana tecavüz etti ve annem bunu görmezden geldi. | Open Subtitles | لقد تحرّرتُ من الوصايةِ لأنّ والدي اغتصبني ووالدتي تظاهرت بأنّ هذا لم يحدث |
Biri ona tecavüz etti, onu vurdu ve ölüme terk etti. | Open Subtitles | احد ما اغتصبها,اطلق النار عليها وتركها لتموت |
Annen seni doğururken öldü. Baban sana tecavüz etti. | Open Subtitles | والدتك ماتت أثناء ولادتك والدكَ اغتصبك أنتَ وشقيقتكَ |
O zavallı kıza tecavüz etti ve öldürdü. | Open Subtitles | إغتصب وقتل تلك الفتاة الفقيرة بقدر مسؤوليتي .. |
Sana gerçekten tecavüz etti mi? | Open Subtitles | هل اغتصبكِ حقاً ؟ |
Bu piç kurusu, bildiğimiz kadarıyla burada üç öğrenci kıza tecavüz etti sayısının daha fazla olması muhtemel. | Open Subtitles | هذا اللعين اغتصب ثلاث طالبات بقدر ما نعرف، ربما أكثر |
O kıza tecavüz etti ve daha sonra onu boğarak öldürdü! | Open Subtitles | لقد اغتصب تلك الفتاة ثمّ خنقها حتّى الموت |
Babası değildi, kıza tecavüz etti. Benim kızıma tecavüz etti. | Open Subtitles | لم يكن اب ،انه اغتصبها لقد اغتصب ابنتي |
Gitmemem gerektiğini biliyordum. Bryce, Jessica'ya tecavüz etti. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه ما كان يجب أن أغادر برايس اغتصب جسيكا |
Bana tecavüz etti ve iddia makamından savcı-sanık uzlaşması elde etti, ...bunun sonucunda da Princeton Üniversitesi'ne gidiyor, hapse değil. | Open Subtitles | اغتصبني ثم حصل على اتفاق بإسقاط التهمة مع النيابة والآن سيذهب إلى جامعة برنستون وليس السجن |
Sen dışarı çıktığında da oğlun oturma odasında bana tecavüz etti. | Open Subtitles | وعند خروجك، أبنك اغتصبني في غرفة المعيشة |
Plastik ile yatağa bağladı, tecavüz etti. | Open Subtitles | هو قام بلفها ببلاستيك قرب السرير و اغتصبها |
Muhtemelen pusuya yattı ona saldırdı, yatağa bağlayıp tecavüz etti. | Open Subtitles | على الاغلب رقد منتظرا هاجمها، قيدها للسرير، اغتصبها |
-Dün gece Angel size tecavüz etti mi? | Open Subtitles | ـ هل اغتصبك انخيل ليلة أمس؟ ـ كلا .. |
- O kıza tecavüz etti mi sence? | Open Subtitles | يذكرونه بها هل تعتقدين بأنه إغتصب تلك الفتاة؟ |
Yani sana tecavüz etti? | Open Subtitles | . إذاً فقد اغتصبكِ |
O film yıldızı dokuz yaşındaki oğluma tecavüz etti. | Open Subtitles | ذلك النجم السينمائي أغتصب إبني ذو التاسعة من العمر |
tecavüz etti. Sonra da onu doğradı. Kanı ceketine bulaşmıştı. | Open Subtitles | لقد أغتصبها وبعد ذلك ذبحها دمها كان على جميع أنحاء معطفة. |
- Hayır, sakın ! Banyomuzda bir yabancı var ! Caitlin'e tecavüz etti ! | Open Subtitles | هنالك غريب في حمامنا واغتصب كيتلن قبل قليل |
Onlara tecavüz etti ve onları öldürdü. | Open Subtitles | اغتصبهم و قتلهم |
Onu koruyorsun. Adam sana tecavüz etti ve sen onu koruyorsun! | Open Subtitles | الشاب إغتصبك لقد , تحمينه أنت بحمايته تقومين وأنت |
Charlene Ruth'a tecavüz etti ve onu öldürdü. | Open Subtitles | إغتصبَ وقَتلَ شارلين روث. الضربة الميتة. |
Sonunda bir dur demeye karar verdim ve çok sinirlendi, sonra tecavüz etti bana. | Open Subtitles | حاولت وقفَ الأمر أخيراً و... اشتد غضبه واغتصبني |
Evet, onu seçti sonra kaçırdı ve tecavüz etti. | Open Subtitles | أجل، لقد إختارها ثم خطفها وإغتصبها |
Gerçekten üzgün olduğunu fısıldadı, sonrada tecavüz etti. | Open Subtitles | الشخص همس أنه آسف حقاً ... وأغتصبني هناك في نفس المكان |