tedavisi olmayan kanserler, AIDS bütün bu felaketler insan ırkını ortadan kaldırıyor. | Open Subtitles | السرطانات التي لا علاج لها ... والإيدز ستُمحى كل آفات الجنس البشري |
Oğlunuz tedavisi olmayan bir hastalık yüzünden ölüyor kötü karma yüzünden değil. | Open Subtitles | يحتضر ابنكَ من مرضٍ لا علاج له وليس من العاقبة الطالحة |
Onu kurtarmak için herşeyi yaptı fakat Claus'un tedavisi olmayan bir hastalığı vardı. | Open Subtitles | لقد حاول فعل كل شيء لانقاذه ولكن كلاوس كان مصــاب بمرض عضال |
tedavisi olmayan bir hastalığı var ama mucizevî bir şekilde iyileşiyor. | Open Subtitles | كانت تعانى من مرض عضال وتم شفائها بطريقه إعجازيه؟ |
İleride, tedavisi olmayan birçok hastalığı ele alacağız. | TED | نمضي قدما، سنقوم بالتعامل مع مئات الأمراض الأخرى بدون علاج. |
Deriye ve nörolojik hasara sebep olan çabuk yayılan ve tedavisi olmayan bir enfeksiyon var. | Open Subtitles | ثمّة عدوى يمكن أن تُسبّب تلف جلديّ وعصبيّ وتنتشر سريعاً بدون علاج |
tedavisi olmayan yüz şeyden biri de olabilir. | Open Subtitles | و قد يكون واحد من مئة مرض آخر يمكن علاجه. |
Etkili, tedavisi olmayan ve çok korkutucu bir şey. | Open Subtitles | إنها فعّالة و ليس لها علاج و هي مرعبة للغاية |
Oğlunuz tedavisi olmayan bir hastalık yüzünden ölüyor kötü karma yüzünden değil. | Open Subtitles | يحتضر ابنكَ من مرضٍ لا علاج له وليس من العاقبة الطالحة |
Bende tedavisi olmayan "retinoblastom" var. | Open Subtitles | لديّ مشكلة في الشبكية لا علاج لها |
Her biriniz neden burada kalmalı ve tedavisi olmayan bir hastalıkla savaşmak için hayatımı riske atmalıyım diye düşünüyorsunuzdur, pekala... | Open Subtitles | كُل واحد منّا يُفكر : "لماذا يجب عليّ .. البقاء وأعرض حياتي للخطر ... في محاربة وباء لا علاج له"، حسناً |
tedavisi olmayan hastalıklara şifa olursa? | Open Subtitles | وساهم في علاج ما لا علاج له |
O yüzden tedavisi olmayan bir hastalıktan endişelenme. | Open Subtitles | لذلك لا تقلق بشأن التعاقد مع مرض عضال |
AIDS tedavisi olmayan bir illet. | Open Subtitles | الإيدز هو مرضٌ عضال قاتل |
Kuru Hastalığı Kuru, tedavisi olmayan dejeneratif sinirsel bir bozukluktur. İnsanlarda bulunan bir prionun yol açtığı bulaşıcı süngerimsi ensefalopati türüdür. | Open Subtitles | إنه مرض عضال, يمكن أن ينتج عه |
tedavisi olmayan ve ortaya çıkması kuvvetle muhtemel bir kategori 5'in az önce teyit edildiğini söyleyin. | Open Subtitles | أخبرهم أن خطر محتمل من الدرجة الخامسة قد تم التعرف عليه للتو وهو بدون علاج ومع إمكانية انتشار كبيرة. |
Sanki tedavisi olmayan hastalık gibi. | Open Subtitles | انه مرض,بدون علاج. |
Henüz tedavisi olmayan hastalığı 157 kişinin daha kaptığı bildiriliyor. | Open Subtitles | . 157ضحية بدون علاج حتى الأن |
tedavisi olmayan bir kanser. | Open Subtitles | ورم خبيث لا يمكن علاجه جراحياً |
Kıyamet'in eşiğinde duruyoruz. Elimizde tedavisi olmayan hastalıklar. | Open Subtitles | نحن نقف علي حافة كارثة الأمراض التي ليس لها علاج |
ilaçların yeni etkileşimlerini bulduk. Hiç bir ilaç tek başına yan etki yaratmazken, beraber alındığında yan etkilere sebep olmaktadır. Bu, tedavisi olmayan veya etkili bir tedavi bulunmayan hastalıklar için, değişik ve yeni bir tedavi yöntemi olabilir. | TED | وجدنا تأثيرات أخرى جديدة للدواء والتي لا توجد بالنسبة لأي دواء عند استعماله لوحده، ولكن عند استعمالها معا، عوض التسبب بآثار جانبية، من الممكن أن تكون علاجا جديدا من نوعه لأمراض ليس لها علاج أو لم تكن العلاجات فعّالة بالنسبة لها. |