"tehlikelerle" - Traduction Turc en Arabe

    • بالمخاطر
        
    • الأخطار
        
    • بالخطر
        
    • بالخطرِ
        
    • بأخطار
        
    • والخطر
        
    • بالأخطار
        
    Dünya tehlikelerle, hayatımıza engel olmaya veya başarımızı düşürmeye, başarı şansımızı düşürmeye çalışan şeylerle doludur. TED العالم مليء بالمخاطر اليوم، أشياء تحاول تقويض عيشنا تقليص نجاحنا، تقليص فرص نجاحنا.
    Kısacası kozmik yolculuklarımız, hem bilindik hem bilinmedik tehlikelerle dolu olacak. TED وباختصار، فإن رحلاتنا الفضائية ستكون محفوفة بالمخاطر سواء المعروفة منها أو المجهولة.
    Bazen, Bir erkek kendini bile yok edebilecek, ...tehlikelerle yüzleşmek zorunda kalır. Open Subtitles فى بعض الأحيان ، يشعر الرجل بأنه يسحب نحو الأخطار التى تواجهه حتى إلى خطر تدميره
    Odayı geçerken tehlikelerle de karşılaşacak. Open Subtitles سوف تجد أن الرحلة عبر هذه الغرفة مليئة بالخطر
    Uzaktaki ormanın ötesindeki bir mağarada yer aldığını, ama yolculuğun tehlikelerle dolu olduğunu. Open Subtitles بأنّها واقعه في كهف وراء الغابةِ البعيدةِ لكن تلك الرحلةَ الى هناك مشحونة بالخطرِ
    Ancak bu Donanmanın kontrol etmek istediği okyanuslar engin ve bilinmez tehlikelerle doluydu. Open Subtitles ولكن تلك المحيطات التي أرادت أن تحكمها كانت واسعة ومجهولة، ومليئة بأخطار رهيبة ...
    Uzay, serüvenler ve tehlikelerle dolu olan hayret verici bir büyük-lüktür. Open Subtitles الفضاء، عالم مدهش مليىء بالمغامرة والخطر والعظمة
    Alenen yapmazdı. Fakat karanlık köşelerde çok şeyler döner. Denizler tehlikelerle dolu. Open Subtitles صراحة لا، ولكن تعقد الكثير من الأمور خفية فالبحار مُحملة بالأخطار..
    Kemik iliği naklinin tehlikelerle dolu olduğunu da öğrendim. TED وعلمتُ أيضًا أن زرع النخاع العظمي يمكن أن يكون محفوفاً بالمخاطر.
    Sonra sadece kudretli savaşçıların geçebileceği risk ve tehlikelerle dolu o yolu yaptım. Open Subtitles وبنيت ممر مليئ بالمخاطر و الهواجس حيث وحده أعظم المحاربين يمكنه عبوره
    Ama onun için her yeni gün tehlikelerle doluydu. Open Subtitles ولكن ,بالنسبة لثعلبي كل يوم كان مليئاً بالمخاطر
    Bunu ömür boyu taşıyacağıma, o tehlikelerle yüzleşmeyi tercih ederim. Open Subtitles حسناً، أنا أفضِّل أن أواجه هذه الأخطار وأكثر منها من أن أحمل هذا الثقل بقية حياتي
    Bu civcivler gelecekte daha büyük tehlikelerle karşılaşacaklar. Open Subtitles ستواجه هذه الصغار المزيد من الأخطار في المستقبل
    Bu dönem çeşitli tehlikelerle dolu. Open Subtitles {\pos(190,220)}هذه الحقبة الزمنية مفعمة بالكثير من الأخطار.
    On santimetrelik bir primat için ormandaki hayat tehlikelerle doludur. Open Subtitles بالنسبة لرئيسيٍ بطول 5 إنشات فقط، الحياة في الغابة مليئةٌ بالخطر.
    Namevcut bir babanın birden bire ortaya çıkıvermesi tehlikelerle doludur. Open Subtitles عودة والد غائب فجأة لهو أمر مُشبع بالخطر.
    Bu dünya tehlikelerle dolu büyük bir belirsizliktir. Open Subtitles هذا العالم هو عالم غامض مليئ بالخطر
    Ancak bu harika dünya tehlikelerle de doludur. Open Subtitles لكن هذا العالمِ الجميلِ مشحونُ بالخطرِ أيضاً.
    Ama burası gereksiz derecede tehlikelerle dolu bir yer gibi görünüyor. Open Subtitles لكن .. يبدو بأن هذا الموقعَ بالذات مفعمٌ بالخطرِ الذي لا داعيّ له.
    Ancak bu Donanmanın kontrol etmek istediği okyanuslar engin ve bilinmez tehlikelerle doluydu. Open Subtitles ولكن تلك المحيطات التي أرادت أن تحكمها كانت واسعة ومجهولة، ومليئة بأخطار رهيبة ...
    Tüm hayatları tehlikelerle ve soyutlanmalarla dolu. Open Subtitles حياتهم كلها تمتلىء بالعزلة والخطر
    Bazı hayvanlar, evlerini kendileri inşa ederler ve hayatları tehlikelerle dolu ise o evin kale gibi olması gerekir. Open Subtitles تبني بعض الحيوانات بيوتها ولو امتلأت حياتها بالأخطار فيجب أن يكون هذا المسكن حصنًا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus