Bu kadar Tehlikeli bir şey varken, güvenlik söz konusu olamaz. | Open Subtitles | , أنظر , بوجود شئ خطير هكذا لا يوجد شئ آمن |
Bu insanlar Tehlikeli bir şey yaptıklarını biliyorlar mıydı? | Open Subtitles | إذن فقد علم هؤلاء الأشخاص أنهم كانوا يفعلون شيئا خطيرا |
Çünkü bu hikaye yetişkinler için çok Tehlikeli bir şey ifade edebilir. | Open Subtitles | لأنه يمكن أن يعني أن شيء ما قد كبر شيء خطير جدا |
Onca sorununa karşın hâlâ insanları eğlendirmek için bu kadar Tehlikeli bir şey yapıyor. | Open Subtitles | حتى بوجود متاعبه مازال ليقوم بشيء خطير جداً فقط لإمتاعنا |
Bu çok saçma. Buraya geldiğimizden beri senin Tehlikeli bir şey yaptığını hiç görmedim. | Open Subtitles | هذا مضحك لم أراك تفعل شيء خطر منذ أتينا هنا |
Yaptığın iş çok güvenliyse daha Tehlikeli bir şey yap. | Open Subtitles | إذا كان عملك آمناً جداً افعل شيئاً خطراً |
Çok Tehlikeli bir şey olmak üzere. | Open Subtitles | شئ ما خطير للغاية علي وشك الحدوث. |
Arabanın aksının biraz paslandığını gördü ki bu çok Tehlikeli bir şey. Tek yapması gereken arabanın üstüne biraz basınç uygulayıp... | Open Subtitles | و قدّ لاحظ أنّ المحور صديء بعض الشيء، و هو خطير جداً ، لذا كلّ ما يتعيّن عليكِ فعله. |
Kimsenin bilmediği şok edici ve Tehlikeli bir şey | Open Subtitles | شئ خطير و مفاجئ لا يعرفه أحد |
Tehlikeli bir şey yok. | Open Subtitles | حسناً، لا شئ خطير |
Tehlikeli bir şey yok. | Open Subtitles | حسناً، لا شئ خطير |
Whalley bir şeyler biliyordu. Tehlikeli bir şey, bu kadarı açık. | Open Subtitles | والى كان يعرف شيئا شيئا خطيرا الى هذه الدرجة |
Bir sürü manyakça şey yaptığım ve hiç yaralanmadığımı anladım bu yüzden motosiklet için yeterince sorumlu olduğumu kanıtlamak için süper Tehlikeli bir şey yapacağım. | Open Subtitles | إتضح أني أفعل الكثير من الأشياء الجنونية ولا أتأذى أبدا لذلك سوف أفعل شيئا خطيرا جدا ..لكي أُثبت أني مسؤول بما يكفي لكي أركب دراجتك |
Aslında, sende çok Tehlikeli bir şey var. | Open Subtitles | الحقيقة أنك تحمل شيئا خطيرا جدا |
Onunkinin yerine seninkini kurtarmayı tercih ederim. Dışarıda Tehlikeli bir şey var. | Open Subtitles | أفضّل إنقاذ رأسك على إنقاذ رأسها ثمّة شيء خطير طليق |
Onunkinin yerine seninkini kurtarmayı tercih ederim. Dışarıda Tehlikeli bir şey var. | Open Subtitles | أفضّل إنقاذ رأسك على إنقاذ رأسها ثمّة شيء خطير طليق |
Yani, giysi dikiminde doğal olarak Tehlikeli bir şey yoktur. | Open Subtitles | أعني، لا يوجد شيء خطير بطبيعتها في خياطة الملابس. |
Senden Tehlikeli bir şey yapmanı istemem gerekiyor. | Open Subtitles | لذلك، والآن أنا بحاجة إلى أن أطلب منك للقيام بشيء خطير. |
Bu molekülü ölçmek için saçağın 100 m üzerinden uçtuk. Bu inanılmaz derecede Tehlikeli bir şey. | TED | لقياس هذا الجزيء. هذا شيء خطر للغاية. |
Lily, senden Tehlikeli bir şey yapmanı isteyeceğim. | Open Subtitles | (ليلي)، سأطلب منك أن تفعلي شيئاً خطراً |
Danny'e sempati duyuyorsun ama yine Tehlikeli bir şey yapmadan onu durdurmalıyız. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تتعاطفي مع (داني)... لكن نحن نحتاج أن نوقفه قبل... أن يفعل شئ ما خطير مجدداً. |
Tehlikeli bir şey mi? | Open Subtitles | هل هو خطير ؟ |
Hepimizin bir arada toplanmasında Tehlikeli bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك أمرًا خطرًا في جمعِ شعبنا |
Bence elini ondan daha Tehlikeli bir şey yakmış. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك شيئا كثيرا أكثر خطورة من الذي أحرق يدك. |
Bunun ne kadar Tehlikeli bir şey olduğunu anlıyorsunuz, değil mi? Koruma verilecekti hani? | Open Subtitles | أنت تفهم مدى خطورة هذا الأمر |