"tehlikeye atmış" - Traduction Turc en Arabe

• للخطر
• في خطر

Şimdi mi? Eğer gidersem tüm kariyerimi ve hatta hayatımı tehlikeye atmış olurum.
بالحتم ساعرض مهنتى للخطر وكذلك حياتى ان اخذتهم الان

Asıl ben gidersem tüm kariyerimi ve hatta hayatımı tehlikeye atmış olurum.
بالحتم ساعرض مهنتى للخطر وكذلك حياتى ان اخذتهم الان

Arabayı durdurmazsanız annenin hayatını tehlikeye atmış olursunuz!
إذا أنت لا تتوقّف هذه السيارة أنت يمكن أن تكون تعريض للخطر حياتها.

Onları tehlikeye atmış olurdum ki buna hakkım yok.
لو شاركته في كل هذا, سأضعه في خطر وليس لي الحق ان افعل ذلك.

Yaşamana izin verirsem tüm evreni tehlikeye atmış olurum.
وسيكون العالم كله في خطر لو تركتم تعيشون

Kim bu görevi kabul ederse, hayatını tehlikeye atmış olacak.
مهما كان سيتولي هذه المهمة سيضع حياته في خطر

Gerçek bir gazeteci olmanın nelere mal olduğu hakkında bir fikrin olsaydı, ...bu şirketin tamamını nasıl tehlikeye atmış olabileceğini anlamış olurdun.
إذا كان لديك أدنى فكرة عما يتطلبه الأمر لتصبح صحفياً حقيقياً لكنت فهمت كيف عرّضت المنظمة بالكامل للخطر

- Tuhaf görünüyor olsa da biz bu belgenin hayatınızı tehlikeye atmış olabileceğine inanıyoruz.
ربما تشعر أن ما سنقوله غريباً، و لكننا قلقون أن هذه المعلومات ربما تعرض حياتك للخطر.

Kızının durumunu söylersen herkesin hayatını ve operasyonun gidişatını tehlikeye atmış olursun.
إن أخبرناه بشأن ابنته، قد يعرض ذلك كل من معه للخطر ويفضح المهمة بأكملها حسنٌ، دعني أخبركَ شيئاً لا تعرفه

Grubunu korumak isterken onları tehlikeye atmış oluyorsun.
إنّك تحاول حماية مجموعتك، لكنّك تعرّضهم للخطر.

Kim ki ağzını tutamayıp beni suçlamaya kalkarsa... ölümsüz ruhunu büyük bir tehlikeye atmış olacaktır.
مخافة أن تعرضوا حياتكم الفانية للخطر

Ama ben yapsaydım, seni tehlikeye atmış olurdum.
و لكن اذا فعلت فاني أعرضك للخطر

Eğer şimdi geri dönersen, kendini ve bebeğini tehlikeye atmış olursun.
إذا عدتي الآن ستعرضي نفسكِ وطفلكِ للخطر

...bazı hatalar da yapmış ve kızını kazara tehlikeye atmış olabilir.
وربما اقترف بعض الإخطاء ووضع ابنته في خطر بغير قصد

Tamam ama başarısız olursan tüm krallığın güvenliğini tehlikeye atmış olacaksın.
لكنْ إنْ أخفقتِ، سيكون أمن المملكة بأسرها في خطر.

7 masum insanın hayatını tehlikeye atmış oldun. Hayır.
أنت وضعت حياة سبعة أشخاصٍ أبرياء في خطر.

Ayrıca buraya gelerek canını tehlikeye atmış olmanın da umurunda olacağını sanmam.
وقطعًا لن يحفل بكونك أصبحت في خطر بحضورك هنا

Aramızdan bir erkek senin yaptığın gibi diğerlerini tehlikeye atmış olsaydı doğrudan öldürülmese de muhtemelen kulakları kesilmiş ya da kırbaçlanmış olurdu.
لو أن رجل بيننا قد وضع حياتنا في خطر كما فعلتِ عندها لربما كنا قد قطعنا أذنيه او جلدناه هذا اذا لم نقتله

Rafineriyle ilgili gizli bilgiyi kim söylediyse kendini tehlikeye atmış olmalı.
أعني، أياً كان من أعطاك المعلومات السرية عن المصفاة فقد وضعوا أنفسهم في خطر حقاً

Korkusuzlar bizden sayıca üstün olabilir. Kendimizi tehlikeye atmış oluruz.
كما قُلت أعضاء المقاومة يفوقوننا عددًا، سنكون في خطر إذا واجهناهم.