Sağlığı iyi değilmiş ve emekli maaşıyla tek bir odada geçinmeye çalışıyormuş. | Open Subtitles | صحتها تدهورت، تعيش في غرفة واحدة وتنفق من معاشها التقاعدي |
Sen tüm hayatını, tek bir şehirde, tek bir evde ve tek bir odada geçireceksin. | Open Subtitles | ستمضين حياثك بأكملها في مدينة واحدة، في منزل واحد،في غرفة واحدة |
Ve dahası, yine, herkes tek bir odada değil. | TED | ومرة اخرى .. انهم ليسوا في غرفة واحدة |
- Bütün kızlar tek bir odada kalıyoruz ve sabah da banyo için kavga oluyor. | Open Subtitles | -تأوين؟ -نحن الفتيات نتشارك غرفة واحدة ونتشاجر على الحمام في الصباح |
Hepimiz aynı anda tek bir odada beraberiz? | Open Subtitles | كلنا في غرفة واحدة في الوقت ذاته؟ |
Ve tüm önemli liderleri beraber karar almak için tek bir odada toplama ve gözlerinin içine bakıp güvenlerini kazanmak yerine heryere yayılmış bir gücü yönetiyorum ve başka teknikler kullanıyorum. | TED | وبدلاً من ان اكون قادراً على ان اجمع القادة خاصتي في غرفة واحدة لنخرج بقرار حاسم وان استطيع من التواصل فيما بيننا بصورة مباشرة و بناءة للثقة على نحو متبادل فانا اليوم اقود هذه القوات المبعثرة عن طريق تقنيات مختلفة |
Kızı Club Ritz'e kadar takip ettim. Sanırım kasabanın bütün elebaşları tek bir odada toplanmış Pruneface, Flattop, Johnny Ramm. | Open Subtitles | يبدو وكأن لدينا جميع المجرمين في غرفة واحدة (برونفيس)، (فلاتوب)، (جوني رام) |