Bir keresinde mezar taşını tek eliyle söktüğünü görmüştüm. | Open Subtitles | رأيته يرفع شاهد قبر مع على الأرض بيدٍ واحدة |
Seni tek eliyle parçalar. | Open Subtitles | سوف يسحقك بيدٍ واحدة. |
Bu insan tek eliyle bir otomobili kaldırabiliyor, göz açıp kapayınca ateş yaratabiliyor. | Open Subtitles | هذا الشخص بإمكانه رفع سيارة بيد واحدة يمكنه أن يخلق ناراً بومضة عين |
Graf tek eliyle müthiş bir şekilde topu yakalıyor. Carter'a 6 puan daha kazandıracak. | Open Subtitles | جراف يمسك الكرة بيد واحدة ويمررها للاعب آخر من الفريق |
Oradaki sabit kafa yıldız takipçilerinin arasında sadece tek eliyle çalışabiliyor. | Open Subtitles | وعليه العمل بيد واحدة فقط هناك بين متعقبات النجوم المثبتة |
tek eliyle iki göğsüme birden dokundu. | Open Subtitles | لقد لمست حُلمتي تماماً بيد واحدة في نفس الوقت. |
Şaşı gözlü adam arabayı tek eliyle hareket ettirdi. Açıkça belli ki uzaylı. | Open Subtitles | دفع صاحب الأعين الجاحظة للسيارة بيد واحدة يؤكد أنّه فضائي. |
Daha idmanın ilk gününde topları tek eliyle yakalıyordu. | Open Subtitles | كان يمسك الكرة بيد واحدة من أول تدريب له |
Boyu iki buçuk metre falandı heralde, ve tek eliyle beni yere yapıştırabilirmiş gibi görünüyordu, ama bunun yerine başını salladı ve "Hey, gerçekten güzeldi. Teşekkürler." dedi. Bir aydınlanma oldu. | TED | ربما طولها ثمانية أقدام وبدا وكأنها قادمة لكي تضربني بيد واحدة لكن بدلا من ذلك هزت لي رأسها وقالت : " لا تخافي لقد شعرت بذلك .. " وهنا امتثلت للمسرح |
tek eliyle, işimi bitirebilirdi. | Open Subtitles | لقد كاد أن ينتهى منى بيد واحدة خلف ظهره |