Çok güzel bir mahallenin çirkin ördek yavrusunu bulduk; tek katlı bir garaj, karşılayabildiğimiz tek şey. | TED | ووجدنا موقعاً قبيحاً في حي جميل: مرآب من طابق واحد هو كل ما استطعنا تحمل كلفته. |
Napa Caddesindeki küçük bir tek katlı evde yaşıyordum. | Open Subtitles | أنا أعيش في بيت من طابق واحد في شارع نابا. |
Geniş bahçeli, tek katlı, havuz yok, sivri köşeler yok. | Open Subtitles | ساحة كبيرة, طابق واحد بلا بركة سباحة أو حافات حادة من أي نوع |
Big Boy'unki çift katlı hamburger ama bu tek katlı yani bu yediğimin et-sos-ekmek oranı çok çok daha tatmin edici. | Open Subtitles | هذا هامبرغر طبقة واحدة بينما الولد الكبير طبقتين . هذا لديه قدرة إشباع أكثر بكثير . من اللحمة إلى الخبزة إلى نسبة التوابل |
Geçmişteki bina, tek katlı bir meyhaneymiş. | Open Subtitles | كان البناء الأصليّ مؤلّفاً من حانة من طبقة واحدة أمّا المبنى الحاليّ... |
Planları aldım orası tek katlı bir bina, üst katta olamazsınız. | Open Subtitles | لقد حصلت على المخططات - لا يمكنك أن تكون بالأعلى لأنه مبنى من طابق واحد فحسب |
İyi haber şu ki Peterson'un evi tek katlı ve sokaktan kolayca erişilebilir. | Open Subtitles | الاخبار الجيد أن منزل (باتريسون) من طابق واحد. وسهل دخوله من الشارع. |
tek katlı. | Open Subtitles | طابق واحد |
Kimse tek katlı bir lazanyayı sevmez. | Open Subtitles | لا احد يحب طبقة واحدة من اللازانيا |
Küçük tek katlı yerler. | Open Subtitles | كان صغيرًا... من طبقة واحدة... |