| Neler olabileceğini gördün, tehlike oralarda bir yerde, o alet kendimizi savunmamız için tek umudumuzdu. | Open Subtitles | أنت رأيت ما حدث التهديدات التي بالخارج الصندوق , هو كان أملنا الوحيد في الدفاع عن أنفسنا |
| O yer bizim dış dünya ile iletişim kurabilmemiz için tek umudumuzdu! | Open Subtitles | لقد كان هذا المكان أملنا الوحيد للإتصال بالعالم الخارجي |
| Orası dış dünya ile haberleşmek için tek umudumuzdu! | Open Subtitles | كان هذا المكان هو أملنا الوحيد للاتصال بالعالم الخارجي |
| Eğer inansaydık, ölüler hayata geri dönecekti... bu bizim tek umudumuzdu! | Open Subtitles | التصديق بأن الأيمان هو الذي سينقذنا كان هو املنا الوحيد |
| Kira'nın elektrik sorunu karanlığa karşı tek umudumuzdu. | Open Subtitles | اضطراب كيرا الكهربائي كان املنا الوحيد لمواجهة الظلام |
| Ha Je acılarımızı dindirmek için tek umudumuzdu. | Open Subtitles | ها-جى كان املنا الوحيد خلال معاناتنا |
| Sheldon, Penny tek umudumuzdu. | Open Subtitles | شيلدون، بيني كانت أملنا الوحيد |
| O telefon, burdan çıkmak için tek umudumuzdu. | Open Subtitles | الهاتف كان أملنا الوحيد للخروج |
| - O bizim tek umudumuzdu. - Hayır, John'a göre değil. | Open Subtitles | لقد كان أملنا الوحيد - (لا، ليس وفقًا لما قاله (جون - |