Tek yapacağın silahı indirip bu kapıdan çıkmama izin vermek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو خفض البندقية ودعني أرحل |
Ciddiyim Rick. Tek yapacağın Debbie'yi bırakmak. | Open Subtitles | انا اعنى ما اقول , ريك كل ما عليك فعله ان تنسى ديبيى |
Vurabildiğin kadar vur. Tek yapacağın, karavana atmamak. | Open Subtitles | احصد منهم ما تستطيع ، كل ما عليك هو ان لا تخطئ |
Tek yapacağın istemekti. Yardım edeceğimi biliyordun. | Open Subtitles | كل ما عليك هو ان تطلب هل اعتقدت أني سأرفض؟ |
Halbuki Tek yapacağın beni içeri almak. | Open Subtitles | وسأدخل في النهاية |
Elinde isteka, masada toplar. Tek yapacağın, oyunu hissetmek. | Open Subtitles | هناك عصا بلياردو وكرات علي الطاولة كل ما عليك أن تفعله هو أن تشعر بها. |
Tek yapacağın, herhangi bir umumi telefondan, onlara bir mesaj iletmek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو أن تنقل لهم رسائل من خلال أي هاتفٍ عمومي |
- Onu görmem gerek. - Tek yapacağın ödemeni yapmak. | Open Subtitles | ــ عليَ أن أراه ــ كل ما عليك فعله أن تدفع |
Tek yapacağın, işe yaramayan silahlar için imza atacaktın. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو التوقيع على الأسلحة الغير مستخدمة |
Tek yapacağın beni takip edip, kuyruğumun yere değmediğini kontrol etmek. | Open Subtitles | اعني , بكل بساطة كل ما عليك فعله هو ان تلحقني في الممر وعليك ان تتأكد ان ذيلي لا يلامس الأرض |
Tek yapacağın, zirvenin altında kalıp köprüye vardığında altından uçup çıkman. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله البقاء أسفل الحافة وعندما تصل لذلك الجسر، طِر من أسفله وزِد السرعة |
Lütfen. Tek yapacağın çantayı götürmek. | Open Subtitles | كل ما عليك هو ان تجلبين من عنده الحقيبة |
Tek yapacağın beklemek. | Open Subtitles | كل ما عليك هو الانتظار فحسب |
Tamam, Tek yapacağın istemek. | Open Subtitles | حسنا كل ما عليك هو سؤالى |
Tek yapacağın söylemek... | Open Subtitles | كل ما عليك هو أن تطلب... |
Tek yapacağın baban gibi ezilmek | Open Subtitles | كل ما عليك هو جز العشب ! |
Halbuki Tek yapacağın beni içeri almak. | Open Subtitles | وسأدخل في النهاية |
Tek yapacağın, bir yere oturup hayatından söz etmek. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعله هو أن تجلس هنا و تتحدث عن نفسك |
Tek yapacağın onu duymazdan gelmek--Cuma günü... mesai bitimine doğru tamam, anladım diyerek... erken kaçacaksın... telesekreterini de kapatacaksın... işte özgürsün, dostum. | Open Subtitles | إذاً كل ما عليك أن تفعله هو أن تتجنبه. في نهاية آخر يوم عمل اهرب مبكراً |
Tek yapacağın "lütfen" demekti. | Open Subtitles | "كل ما عليك أن تقولى "من فضلك |