Hiçbir zaman unutmayacağım, Mahmut ve oğlunun beraber yürüdüğünü ve boş tekerlekli sandalyeyi ittiklerini. | TED | ولن أنسى أبدا محمود وإبنه يمشون معا دافعين الكرسي المتحرك الفارغ. |
tekerlekli sandalyeyi getir. | Open Subtitles | أبي، أنت لست بحالة مناسبة احضر هذا الكرسي المتحرك |
tekerlekli sandalyeyi kabul etmek, özgürlüğümün kırıntılarını kabul etmeye benzeyecektir. | Open Subtitles | سيكون تقبّل الكرسي المتحرك كتقبّل فتات ماكان حريّتي |
Şu an dünya barışı ile tekerlekli sandalye arasında seçim yapmamı söyleseler tekerlekli sandalyeyi seçerim. | Open Subtitles | بين أن يعم السلام الأرض او ان احصل على كرسي متحرك الأن سوف اختار الكرسي المتحرك |
Doğru, kullanılmış tekerlekli sandalyeyi çalmaya özeniyordun zaten. | Open Subtitles | أوه ، صحيح ، لأنك تشعرين برغبة شديدة فعلاً في سرقة كرسي متحرك مستخدم |
Hayır, tekerlekli sandalyeyi iten kişi kapüşon takıyormuş. | Open Subtitles | لا. الشخص الذي كان يدفع الكرسي المتحرك كان يرتدي معطفاً بقلنسوة |
Hayır, hayattan sıkıldığım zamanlarda tekerlekli sandalyeyi kullanıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا فقط استخدام الكرسي المتحرك عندما أتعب من الحياة |
tekerlekli sandalyeyi arabada bıraktık. | Open Subtitles | لقد تركنا الكرسي المتحرك في السيارة |
tekerlekli sandalyeyi getir. | Open Subtitles | احضر هذا الكرسي المتحرك |
tekerlekli sandalyeyi getireceğim. | Open Subtitles | سوف أجلب الكرسي المتحرك |
Hey şu tekerlekli sandalyeyi buraya getirin. | Open Subtitles | أجلب الكرسي المتحرك إلى هنا الآن! |
tekerlekli sandalyeyi bile yönetebilmesi inanılmaz. | Open Subtitles | انه أمر مدهش , حتى انه يعمل على كرسي متحرك |
Bu kadın şimdi de tekerlekli sandalyeyi bozdu. | Open Subtitles | هذه المرأة حقاً أنتِ الآن قمتي حتى بكسر كرسي متحرك |
Güzel. Oluyor demek. Ben tekerlekli sandalyeyi getireyim. | Open Subtitles | حسناً, إذا ستقومون بهذا ساجلب كرسي متحرك |