Buzdolabına gidip bir kaç bira aldım ve oturup televizyon izlemeye başladım. | Open Subtitles | و ذهبتُ إلى الثلاجة و أخذتُ بعض البيرة، و جلستُ أشاهد التلفاز. |
Ne bok diyeceğimi bilemiyorum, televizyon izlemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | وكنت لا أعلم ماذا أقول لذلك حاولت ان أشاهد التلفاز |
Sonra televizyon izlemeye başladık ve sizinkiler gelip, kapıyı çaldı. | Open Subtitles | وبدأ في مشاهدة التلفزيون وبعد ذلك بدأو بعض الاشخاص يخبطون على الباب |
Elimde bir araştırma, kedi ve köpeklerin televizyon izlemeye başladıklarını, gösteriyor. | Open Subtitles | الآن ، ولدي هنا دراسة من جامعة هامبستيد والذي يظهر لنا أن القطط والكلاب بدأنا في مشاهدة التلفزيون. |
Dahası, televizyon izlemeye gidiyorum tek başıma. | Open Subtitles | في الواقع، سوف أذهب لمشاهدة التلفاز وحيدة.. |
Biz televizyon izlemeye gidiyoruz. | Open Subtitles | سوف نذهب لمشاهدة التلفاز |
Dün gece oturmuş televizyon izlemeye çalışıyordum. Büyükannem de sürekli önümden geçip durdu. Çamaşırlarımı taşıyormuş bir de. | Open Subtitles | البارحة كنت احاول مشاهدة التلفاز وجدتي ظلت تمر من امامي مئات المرات وهي تحمل غسيلي |
Buraya televizyon izlemeye değil savaşmaya geldik. | Open Subtitles | نحن هنا لنخوض الحرب اللعينة وليس مشاهدة التلفزيون اللعين |
televizyon izlemeye geliyorlar. - Evet. | Open Subtitles | يأتون لمشاهدة التلفاز |
televizyon izlemeye. | Open Subtitles | لمشاهدة التلفاز |
televizyon izlemeye gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهب لمشاهدة التلفاز. |
Angelo'lara televizyon izlemeye gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهب عند (أنجيلو) لمشاهدة التلفاز |
..ve tekrar televizyon izlemeye başlıyor. | Open Subtitles | ثم تبدأ فى مشاهدة التلفاز مرة آخرى |
Uyuyamayınca, televizyon izlemeye karar verdi. | Open Subtitles | لم تستطع النوم, فقررت مشاهدة التلفاز |
Yemek yemeye, televizyon izlemeye veya muhabbet etmeye gelmediğini göremiyor musunuz? | Open Subtitles | -هدوء ألا ترون أنها لم تحضر للأكل أو مشاهدة التلفاز أو التحدث |