| Haftasonu Laughlin'den eve döndüğümde onu televizyonun karşısında buldum ... ölmüştü. | Open Subtitles | أتيت من عطلة نهاية الأسبوع ... و وجدته ميتاً أمام التلفاز |
| Bence yaz tatilini geçirmenin en iyi yolu televizyonun karşısında video oyunu oynamaktır. | Open Subtitles | بالنسبة لي ، الطريقة المثالية لقضاء العطلة الصيفية الجلوس أمام التلفاز واللعب بألعاب الفيديو جيم |
| Peter tüm tatil boyunca televizyonun karşısında oturamazsın. | Open Subtitles | بيتر , لا تستطيع فقط الجلوس أمام التلفاز. في كل الرحلة. |
| Sedire çırılçıplak uzandım karanlıkta, televizyonun karşısında. | Open Subtitles | ونمت عارية فى غرفة الجلوس فى الظلام امام التلفاز |
| Öyleyse, her zamanki gibi, jambonlu sandviç yapayım, televizyonun karşısında yeriz. | Open Subtitles | يمكننا أيضا تجربة شطائر لحم الخنزير أمام التلفزيون إذا كنت ترغب فقط في تناول الطعام. |
| Hayır. Tabii, televizyonun karşısında oturup geğiren, ellerini pantolonun içine sokuşturan benim ne de olsa. | Open Subtitles | لا، إنه أنا من يجلس أمام التلفاز أتجشأ |
| Babam bütün gün televizyonun karşısında. | Open Subtitles | أبى يظل جالساً أمام التلفاز طوال الوقت |
| Tüm hafta boyunca televizyonun karşısında yemek yemeye ne dersiniz? | Open Subtitles | ... ياأولاد ، من يرغب منكم ... ان يتناول العشاء أمام التلفاز طوال الأسبوع |
| Bir subay televizyonun karşısında oturuyor. Bana bakmıyor. | Open Subtitles | ضابط يجلس أمام التلفاز لا ينظر إلي |
| Artık televizyonun karşısında bir şeyler yiyorum. | Open Subtitles | الآن أنا فقط أتناول شئ بسيط أمام التلفاز ..... |
| - televizyonun karşısında atıştınyordum. | Open Subtitles | لقد تناولت العشاء للتو أمام التلفاز. |
| Böylece televizyonun karşısında yemek yiyebilirsin. | Open Subtitles | حتى يمكنك أن تأكل أمام التلفاز. |
| Bütün gün televizyonun karşısında. | Open Subtitles | اعتاد أن يضحك أمام التلفاز |
| televizyonun karşısında olursunuz sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتكم ستكونون أمام التلفاز. |
| - Evet, aldım. Yemeği televizyonun karşısında yiyebilir miyim? | Open Subtitles | هل استطيع اكل العشاء امام التلفاز |
| televizyonun karşısında akşam yemeği. | Open Subtitles | العشاء امام التلفاز |
| Belki şu anda televizyonun karşısında duruyordur. | Open Subtitles | .ويقف امام التلفاز الان |
| Sense her gün televizyonun karşısında oturup çeyrek kilo dondurmayı gömüyorsun. | Open Subtitles | انت تجلس في أمام التلفزيون كل ليلة، التجريف نصف لتر من الآيس كريم أسفل الحلق. |
| televizyonun karşısında uyuyakalmışım gibi görüneceğim. | Open Subtitles | أجعلها تبدوا كأنها نائمة أمام التلفزيون |
| Angel ise koca kan göbegiyle sürekli televizyonun karşısında oturacaktı. | Open Subtitles | (إنجل) يجلس أمام التلفزيون مع معده مليئة بالدم يحلم بأيام المجد... |