Bu hatırayı almak, katilin kendini temizlemesi amacıyla yaptığı bir hareket. | Open Subtitles | أهم شيء طريقة عمل القاتل على تنظيف نفسه من القاذورات |
Evi temizlemesi için mükemmel bir kadın buldum. | Open Subtitles | حسنا، سآتي لك بسيدة تنظيف ممتازة لتنظف البيت |
Adamın monologu var, üstelik kadınlar tuvaletini temizlemesi de gerekmiyor. | Open Subtitles | يحصل على مونولوج ولا ينبغي عليه أن ينظف غرفة السيدات |
90% et bozulma nedeniyle kayıp ve öldükten sonrası antropolojiye köpek temizlemesi neden olmuş. | Open Subtitles | تسعون بالمائة من اللحم مفقود بسبب التشويه بواسطة أداة لتنظيف المعادن ذات كلابات |
Baksana, baban geçen sene bacayı temizlemesi için adam tutmamış mı? | Open Subtitles | لم يقم والدك باحضار شخص ما ليقوم بتنظيف المدخنة العام الماضي؟ |
Akbabalar, kelimenin tam anlamıyla, hastalığa sebep olan patojenleri sindirirerek çevreyi temizlerler ve aksi halde çevreden temizlemesi bize çok paraya malolacak leşleri tüketirler. | TED | النسور تنظف البيئة من خلال هضم الكائنات المسببة للأمراض حرفيًا، ويلتهمون بقايا الجيف التي كانت لولاهم ستكلفنا أموالًا طائلة حتى نزيلها من البيئة. |
İnsanlar kusarsa temizlemesi daha kolay oluyor. | Open Subtitles | يجعلها أسهل للتنظيف إن تقيأ أحد عليها |
Evi temizlemesi için mükemmel bir kadın buldum. | Open Subtitles | حسنا، سآتي لك بسيدة تنظيف ممتازة لتنظف البيت |
Odanızda bekleyin. Sanırım boğazındaki balgamı temizlemesi biraz zaman alır. | Open Subtitles | انتظري في غرفتك سيستغرق تنظيف حلقه بعض الوقت |
Sokak temizlemesi dündü. Temizlemeden önce görselerdi, arabayı çekerlerdi. | Open Subtitles | تنظيف الشارع تمّ البارحة لكان تمّ قطرها قبل ذلك بأيّ وقت |
Müteahhitler inşaat alanlarını temizlemesi için ondan yardım isterdi. | Open Subtitles | شركة بويلكرز وظفته لمساعدتها في تنظيف مواقعها |
Fakat bu sefer, uzun zamandır temizlenmemiş bir ahırı hayvan pisliğinden temizlemesi gerekiyordu. | Open Subtitles | ولكن هذا التحدى ليس إلا تنظيف اسطبل من الروث حيث لم يتم تنظيفه منذ سنين |
İyi ışık almak için, babanın lambayı temizlemesi gibi... | Open Subtitles | وكما ينظف والدك مصباحه . ليحصل على ضوء جيد |
Boşversene, birilerinin tuvaletleri temizlemesi lazım, öyle değil mi? | Open Subtitles | حسنا يجب على أحد ما أن ينظف المراحيض اليس كذلك؟ |
Evet, ne de kuru temizlemesi ucuzmuş, anlaşılan. | Open Subtitles | نعم , بخلاف أنه لا ينظف تنظيف جافاً على مايبدو |
Temizlikçi kadın tutmalısınız. Evimi temizlemesi için para ödediğim bir kadın var. | Open Subtitles | عليكن الحصول على سيّدة تنظيف، لدي إمرأة أدفع لها لتنظيف شقّتـي. |
Ağız boşluğunun kendisini doğal olarak tükürük ile temizlemesi yaklaşık 20 dakika almaktadır. | Open Subtitles | يستغرق الفم 20 دقيقه لتنظيف نفسه باللعاب بشكل طبيعي |
Ortak yaşam; kuşların timsah dişlerini temizlemesi gibi. | Open Subtitles | مثل الطيور التي تقوم بتنظيف أسنان التماسيح |
Şey, David'de odasını temizlemesi ve çöpleri dışarı çıkarması için büyük bir robot inşa edecek. | Open Subtitles | حسناً, "ديفيد" سيخترع رجل آلي.. يقوم بتنظيف غرفته, ويخرج النفايات. |
Ama anneciğinin evi temizlemesi lazım, tamam mı? | Open Subtitles | لكن على أمك أن تنظف البيت، مفهوم؟ |
Evet, işte bu yüzden bu orta çağ yaşam tarzına son vereceğiz ve ortalığı temizlemesi için hizmetçi çağıracağız. | Open Subtitles | نعم ، ولهذا سننهي هذه التجربة مع الذين يعيشون في الطبقة الوسطى وندعو عمّال المنزل للتنظيف استحالة! |
Temizlikçi kadının odayı temizlemesi saatler sürüyor. | Open Subtitles | سيأخذ من امرأة التنظيف إلى الأبد لتنظيفه. |
Aslında senin bunu temizlemesi için birini çağırman gerekiyor. | Open Subtitles | أتدرين، على الأرجح يتصلوا بأحدهم لينظف هذا وراءهم. |
Birisinin onu temizlemesi gerek. İçi mısır kokuyor. | Open Subtitles | يحتاج إلى شخصاً ما ينظفه , رائحته مثل الفشار |