Bir şekilde, bu bebek şişe burunlu yunus dumanı temsil etmesi için sütü kullanma fikrini bulmuştu. | TED | بطريقة ما، خطرت للدلفين طريقة استعمال الحليب لتمثيل الدخان. |
İnsanlar bir şeyi temsil etmesi için bir diğerini kullanınca, ona sanat denir. | TED | عندما يستعمل الإنسان شيئا ما لتمثيل شيء آخر، يُسمّى ذلك فنّا. |
Her neyse, fakülte, birinci sınıfların tamamını temsil etmesi için, bir konuşmacı seçecek. | Open Subtitles | مهمن يكن. ستختار الكلية متحدّث رئيسي لتمثيل صف السنة الأولى بأكمله |
Ve her zaman ki gibi, bir sandalyeyi boş bırakıyorum, bizim yerine getirilmemiş umutlarımızı ve hayallerimizi temsil etmesi için. | Open Subtitles | و كالعادة ، أترك كرسي واحد فارغ ليمثل آمالنا و أحلامنا التي لم تُحقق |
Plan oğlumu aileyi temsil etmesi için göndermekti. | Open Subtitles | كانت الخطة أن نرسل ابننا ليمثل العائلة |
Bundan dolayı insanların ellerini temsil etmesi için görüntülerdeki pimleri kullanarak onların uzaktan objelere dokunup | TED | لذلك استخدما أوتاد العرض لتمثل أيدي الأشخاص، وتسمح لهم في الحقيقة بلمس المجسمات والتعامل معها عن بعد. |
Sonraları resim yazıların daha stilize hâle geldiğini görüyoruz, öyle ki neredeyse tanınmaz hâle geliyorlar ve aynı zamanda daha fazla sembolün dildeki diğer kayıp kelimeleri temsil etmesi için icat edildiğini görmeye başlıyoruz -- zamirler, zarflar, sıfatlar gibi. | TED | بدأنا في وقت لاحق فقط برؤية هذه الصور تأخذ شكلا نسقيا إلى أن أصبحت لا يمكن التعرف عليها تقريبا وعندها بدأنا أيضا أن نرى أنه تم اختراع مزيد من الرموز لتمثل كل تلك الكلمات الأخرى المفقودة في اللغة - أشياء مثل الضمائر، الأحوال، الصفات. |
Bebek konusunda ilgimi temsil etmesi için bir avukat tuttum. | Open Subtitles | أردت فقط أن أعلمك أنـي استأجرت محامياً لتمثيل مصالحي المتعلقة بالطفل |
Mahkeme kararına göre, böyle bir durumda çocuğun çıkarlarını temsil etmesi için derhal bir vasi avukat atanır. | Open Subtitles | الآن، المحكمة تقول في حالات كهذه يجل أن يتم تعيين وصي على الطفل لتمثيل الطفل بشكل أفضل وإهتمامه |
yükselti haritasını elde ettik. Gerçek zamanlı radyoaktivite ölçümlerini temsil etmesi için renk maddesi serptik ve yağış miktarını canlandırmak için su sıktık. | TED | وبالتالي قمنا ببناء خريطة الارتفاع، ولقد قمنا بوضع الطلاء لتمثيل بيانات النشاط الإشعاعي، وقمنا برش الماء لتمثيل هطول الأمطار. |
Beyinciğini temsil etmesi için bu aile dostu restoranı neden seçtiğini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | [تشاكلز] أستطيع أن أرى لماذا اخترت هذا المطعم الصديق للأسرة لتمثيل المخيخ الخاص بك. |
-Muhtesem bir 1 5 yil oldu. -Ama... yeni bir yüz seçmeye karar verdik -Beuline'i temsil etmesi için. | Open Subtitles | كانت 15 سنة رائعة لكننا قررنا اختيار وجه جديد لتمثيل (بيولين) |
Buraya ailemizi temsil etmesi için... oğlumu gönderdim. | Open Subtitles | كانت الخطة أن نرسل ابننا ليمثل العائلة |
Robert'ı temsil etmesi için onunla temasa geçti. | Open Subtitles | (اتصل به وأرادهـ ليمثل (روبرت. |