Onay istendiği zaman çabuk cevap ver, Teneke Adam. Beni tekrar ettirme. | Open Subtitles | عليك أن ترد علي مباشرة يا رجل الصفيح لا تجعلني أسأل مرتين |
Bu zorbalar gibi o da senin Teneke kafalı kuklalarından biri. | Open Subtitles | إنه أحد دمى عقول الصفيح التابعة لك، كباقي هؤلاء الهمج هنا |
Çabuk geri dön, seni iri kıyım Teneke. | Open Subtitles | أرجع الى هنا مع شاحنتي، ايها القطعة كبيرة من القصدير. |
Var olduğu bilinen son Teneke, taze ve yenebilir olduğu garanti edilir. | Open Subtitles | و هي آخر علبة موجودة مع ضمان أنها طازجة و صالحة للأكل |
Teneke kutulara tas atmaktan başka. Kutuları da kendimiz getiriyoruz. | Open Subtitles | لا شيئ نفعله سوى رمي العلب المعدنية بالحصى،وعلينا إحضار علبنا معنا |
Ama Sunnyvale'e ümit, sihrini parlak bir Teneke kutuda... taşıyan ihtiyar bir iyimser tarafından verildi. | Open Subtitles | لكن الأمل يتحسس لتوه سانيفيل، متمثلاً في زي المتفائل الكهل الذي يحمل سحره في علبة صفيح لامعة. |
Bu Teneke parçası avımı bulmamda nasıl yardımcı olacak söyle bakalım. | Open Subtitles | والآن أخبرني كيف لهذه القطعة مِن الصفيح أنْ تساعدنا لإيجاد فريستي؟ |
Teneke bir kutuda arkadaşlarınızla bağlı olarak geçirmek için | TED | إن 240 يوما مدّة طويلة للسفر مع زملائك في علبة من الصفيح. |
Bayan bize yemek verecek. Kendinize Teneke kutu bulun. | Open Subtitles | ستقوم السيدة بإطعامنا ، احضرى علبة من الصفيح |
Bayan bize yemek verecek. Kendinize Teneke kutu bulun. | Open Subtitles | ستقوم السيدة بإطعامنا ، احضرى علبة من الصفيح |
Bir tek şu Teneke trampet beklentisi; | Open Subtitles | إن أمل الحصول على طبلة الصفيح هو فقط ما منعني.. |
Göster bakalım Büyük Teneke Adam Kardeş. | Open Subtitles | هيا إذاً أرني ما لديك, أيها الأخ الأكبر لرجل الصفيح |
Bu, Teneke bir kutuda garsonluk yapmanın ne harika bir şey olduğunu söylemekle aynı şey. | Open Subtitles | إنّه يمثّل ما يجب أن يكون وظيفة رائعه أن تكون مضيفة في علبة من القصدير |
Teneke Adam, sanırım o mükemmel, heykelsi vücut bize biraz içini dökecek. | Open Subtitles | يا رجل القصدير, أراهن بأن لديك قهر لتفرج عن ـ ـ ـ ـ ـ ـ ذلك الصدر المنحوت بإتقان |
Sanki onu koparmış, kesmiş elleriyle parçalara ayırmışlar bıçaklarıyla ya da müzik çaldıkları çentikli Teneke kutularıyla sanki onu parçalara ayırmış ve o parçaları gürültücü ağızlarına doldurmuşlardı! | Open Subtitles | كما لو كانوا قد قاموا بتمزيق أجزاء منه بأيديهم أو بسكاكين أو بأجزاء من هذه العلب التى كانوا يعزفون عليها |
Bazen geldiğimde biraları küçük, Teneke askerler gibi masanın üzerinde sıralanmış buluyorum. | Open Subtitles | في الغالب، أرجع للبيت ..وأرى العلب قد صفت واحدة تلو الأخرى وكأنهم ..جنود صفيح صغار |
Doğru. Evet Chewie, bakalım bu Teneke yığını neler yapabiliyor. | Open Subtitles | حسناً، "تشيوي"، لنرى مايمكن لهذه الخردة أن تفعله. |
Çekoslovakya'da, ...bir film gördüm, ...bir Teneke kutudan şeker yiyorlardı. | Open Subtitles | في تشيكوسلوفاكيا رأيت فيلماً و كانوا يأكلون الحلوى من علبة معدنية |
Eroin tuğlası."sıcak Teneke çatıdaki kedi"den bir tuğla? | Open Subtitles | طوب من الهيرويين. طوب من فيلم "كات اون أهوت تين روف" |
O halde kuyruğuna Teneke bağlayayım. Şu anda onu kaşıyamam. Onu rahat bırak. | Open Subtitles | إذن دعه يربط صفيحة فى ذيل حصانه فهو الآن مثل البقة التى لا يمكننى هرشها |
Yıkım ekibi burada! O Teneke herif nerede? | Open Subtitles | طاقم التدمير هنا أين ذلك المعدني اللعين ؟ |
Bence o Teneke kutu salmonella enteritis adlı bir bakteriyle doluydu. | Open Subtitles | أظن أن تلك العلبة كانت مليئة عن آخرها ببكتيريا تدعى السالمونيلا |
4. ve 5. krematoryumda ise 4 ya da 5 Teneke benzinle yaklaşık 2 bin kişiyi öldürdüler. | Open Subtitles | ومن خلال فتحات جانبية في محرقة 4 و 5 بـ 5 أو 6 عبوات غاز كان بامكانهم ابادة 2000 شخص |
Fakat Teneke filosundan geriye yedek parçalardan başka bir şey kalmadı. | Open Subtitles | ولكن اسطوله ما هو الا صفائح ولا شئ الا قطع غيار |
Teneke Tekmeleme oynuyorduk... sonra yağmur başladı, içeri girdik, ...ben de Harper'a parti için giyinmesine yardımcı oluyordum. | Open Subtitles | كنا نلعب ركل العلبه و بدأ المطر فعدنا للمنزل و كنت أساعدها لترتدي ثيابها للحفل |