Sayın Başkan, 16 saat önce adamlarınız beni ölüme teslim etmeye razılardı ve tereddüt etmedim. | Open Subtitles | سيدى الرئيس, قبل 16 ساعة كان رجالك مستعدون لتسليمى للموت ولم أتردد |
Ve oğullarım olduğunda, onları sünnet ettirmekten bir an bile tereddüt etmedim | Open Subtitles | وعندما يكون لي أبناء لن أتردد في ختانهم |
Başının belada olduğunu duyduğumda hiç tereddüt etmedim. | Open Subtitles | ..حينما سمعت إنها في مشكلة لم أتردد |
tereddüt etmedim. Düşünüyordum. | Open Subtitles | أنا لم أتردد أنا أفكر |
O adamı ve Meg'i öldürürken tereddüt etmedim, gözümü bile kırpmadım. | Open Subtitles | (قتل هذا الشاب و قتل (ميج لم أتردد لم أفكر |
NOB'a katılmamı istediğiniz zaman, tereddüt etmedim. | Open Subtitles | حين طلبتَ مني أن أنضم إلى (إ.ع.خ) لم أتردد. |
tereddüt etmedim. | Open Subtitles | لم أتردد |
tereddüt etmedim. Gözümü bile kırpmadım, | Open Subtitles | لم أتردد. |
tereddüt etmedim bir kere. | Open Subtitles | لم أتردد. |
tereddüt etmedim. | Open Subtitles | لم أتردد. |