Belki de bazı şeyler hakkında konuşmaya fazla tereddüt ettim. | Open Subtitles | ربما ترددت كثيرا قبل أن أتحدث إليك بشأن بعض الأشياء. |
Sorusunu yanıtlamakta tereddüt ettim, daha benim tereddütümü fark etmeden çalıştığı şirketi suçlamaya başladı. | TED | ترددت في الإجابة على سؤالها، وقبل أن تدرك لماذا ترددت، بدأت بإلقاء اللوم على الشركة التي تعمل فيها. |
Bir süre için, bir kenara koymuştum size vermekte tereddüt ettim. | Open Subtitles | لقد وضعتها جانباً لبعض الوقت لكنني ترددت بمنحك إياها |
Biliyorsun... tüpü patlamadan önce durdurmaya çalışırken, tereddüt ettim, bir an için, çünkü korkmuştum. | Open Subtitles | أتعرفين؟ عندما كنت أحاول منع الاسطوانة من الانفجار ترددت, للحظة فقط |
Her zaman nafaka için Lola'nın babasının peşine düşüp düşmemekte tereddüt ettim. | Open Subtitles | (لطالما ترددت في مطالبة والد (لولا بدفع نفقاتها |
Bunu kabul etmekte tereddüt ettim ama ben yedi yaşımdayken şişko bir kızdım. | Open Subtitles | ترددت في الإعتراف بهذا لكن عندما كنت في السابعه كنت بدينة |
Biraz garip görünüyor biliyorum, o yüzden sana söylemekte tereddüt ettim. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو غريباً لهذا ترددت أن أخبرك بالأمر |
Ophelia bize kalmaya geldiğinde, biraz tereddüt ettim. | Open Subtitles | عندما دعتنا اوفيليا إلى البقاء ترددت في البداية |
Ama aslında tereddüt ettim ve O an Rina'yı alıp götürdüler. | Open Subtitles | الحقيقةُ هي ، انني ترددت ،وفي. تلكاللحظة،كانتقداختُطفت. |
Fırsatım vardı ama tereddüt ettim. | Open Subtitles | لقد كانت لدي الفرصة , لكنني ترددت |
Biraz tereddüt ettim açıkçası ancak kabul etmeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد ترددت قليلاً, ولكنني قررت القبول |
tereddüt ettim. | Open Subtitles | أكثر مما يمكن تعويضه لقد ترددت |
Onu öldürmek üzereydim ve tereddüt ettim. | Open Subtitles | كان في متناولي قتله، لكني ترددت |
Bunun hakkında şikayet ettim, tereddüt ettim zavallı karıma uzun uzun dert yandım ve sonunda Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa etmeye karar verdim. | TED | لقد ترددت كثيرا... وكنت في حوار دائم مع زوجتي التي استوعبت ترددي وفي النهاية استقلت من مهامي في وزارة الخارجية البريطانية. |
Satın almadan önce uzun bir süre tereddüt ettim. | Open Subtitles | لقد ترددت لوقت طويل قبل شرائه |
tereddüt ettim herhalde. | Open Subtitles | لابد واننى ترددت يا سيدى |
O teşhisimde tereddüt ettim mi? | Open Subtitles | هل ترددت في تشخيصي ؟ |
"O teşhisimde tereddüt ettim mi? | Open Subtitles | "في وقت ما ترددت لكن بالنسبة للتشخيص ؟ |
Kurtarmadan önce, tereddüt ettim. | Open Subtitles | لقد ترددت قبل سحبه |
tereddüt ettim çünkü onu seviyordum. | Open Subtitles | لذلك ترددت لاني احبه. |
Hep, yaklaşık 20 yıldır bana olan çocuk destek parası için Lola'nın babasının peşine düşüp düşmemekte tereddüt ettim. | Open Subtitles | لطالما ترددت في مطالبة والد (لولا)... بنفقة ابنته التي يدين لي بها منذ حوالي عشرون سنة. |