Ben Jackie White ustabaşı tersanede ve bu rıhtımda Jackie'ye bulaşılmaz | TED | اسمي جاكي وايت، وأنا رئيس عمال الساحة فلا تعبث مع جاكي على رصيف الميناء هذا. |
Vantilatör tarafından yaralanmadan önce, ...tersanede normal bir işçiymiş. | Open Subtitles | قبل أن يصاب في حادثة التهوية كان مجرد عامل في الميناء |
9 ay öncesine kadar tersanede güvenlik görevlisiymiş. Eksik silah sevkiyatının olduğu dönemde. | Open Subtitles | كان يعمل في أمن الميناء حتى تسعة أشهر مضت في نفس فترة اختفاء شحنة الأسلحة |
tersanede kazandığınızdan biraz az. | Open Subtitles | أعترف، أنه سيكون أقل مما تجنينه في حوض السفن |
tersanede çalışan işçileri idam etmezler mi? | Open Subtitles | ألن يعدم الألمان عمال حوض السفن إذاعلموا... |
Seninle yarım saat sonra tersanede buluşuruz. | Open Subtitles | سألتقي بكِ في باحة السفن بعد 30 دقيقة |
Çocukken her sabah binlerce erkeğin o tepeden aşağıya tersanede çalışmaya indiğini görürdüm. | TED | كطفل وفي صبيحة كل يوم، كنت أشاهد الآلاف من الرجال ينزلون من ذلك التل للعمل في حوض بناء السفن. |
Kızın boyu 1.57, ve tersanede çalışıyor. | Open Subtitles | طولها 5,2 أقدام وتعمل في الميناء |
tersanede cinayete kurban giden kadın da mı "iş" meselesiydi? | Open Subtitles | وهل كانت المرأة المقتولة في الميناء "عملاً" أيضاً؟ |
Bu gece tersanede buluşacaklar. | Open Subtitles | سيتقابلون عند الميناء الليلة |
Hayır, o adam tersanede çalışıyordu, ve Paddy o tersanenin sahibiydi. | Open Subtitles | لا، إنه يعمل في الميناء و (بادي) يسيطر على الميناء |
Tahminimce Melissa Joy tersanede çalışıyor. | Open Subtitles | تخميني هو... أن (ميليسا جوي) تعمل في الميناء |
Ray'in karısı, adamın bugün tersanede olduğunu söyledi. | Open Subtitles | زوجة (راي) في الميناء اليوم |
Hayır, tersanede bir kabus sahnesi çekiyoruz ve bu konuyu unutup, işimize koyulmak istiyoruz. | Open Subtitles | لا,نصور فلماً آخر عن الكوابيس في حوض السفن و نرغب بنسيان أمر هذا الشيئ... . |
Üvey babam tersanede çalışıyordu. | Open Subtitles | زوج أمي عمل في حوض السفن |
"Satranç" olarak, Pul'un tersanede zorla aldığı haraçtan gelen kazancının yarısını zaten alıyor ve şimdiyse, maskesi olmadan Pul'un Ark'a elinde kalanın yarısını ödemesini istiyor. | Open Subtitles | لقد أخذ نصف أرباح (سكالز) كـ(تشس) بالفعل في ابتزاز في حوض السفن.. والآن بدون القناع، فإنه يريد أن يدفع له (سكالز) النصف الباقي للـ(آرك) |
Öğlenden sonra 3'te tersanede. Mark'tan" | Open Subtitles | الساعة 3 عند باحة السفن |
Bugün o tersanede, o radarı takmış olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أكون في حوض بناء السفن اليوم لتركيب ذلك الرادار. |