- Kristen Richards'ın kayıtları her zaman tertemiz kaldı. | Open Subtitles | كريستين ريتشاردز كَانَ عِنْدَها سجل نظيف طيلة حياتها |
Batı-kuzey batı yönünde tertemiz bir dalga kabarıyor. | Open Subtitles | انه نظيف جدا الإنتفاخ الغربي الشمالي الغربي |
Telaşsız, risksiz,tertemiz bir şekilde. | Open Subtitles | لا تشوش ، لا إهتمام عملية نظيفة من الداخل |
Evet, tertemiz başlangıcımız için oldukça mide bulandırcı bir yol. | Open Subtitles | نعم، إنَها طريقة مزعجة جدَاً لنبدأ بدايةً نظيفة |
Çünkü burayı tertemiz görmek istiyorum. Neyi kastettiği mi anladın mı? | Open Subtitles | لأني أود أن أرى هذا المكان نظيفاً أتعرف ما أقول ؟ |
O halde görürsen üzülerbilirsin. Annen evini tertemiz tutardı. | Open Subtitles | ربما سيزعجك أمك كانت تبقي المكان نظيف جداَ |
Adam tertemiz. | Open Subtitles | انه نظيف تماما لا شيء غير عادي في ملفاته |
Her yer tertemiz olduğunda senin orkestran hakkında konuşuruz. | Open Subtitles | سنتحدث عن الأوركسترا الخاص بك حينما يكون كل شيء نظيف. |
Kendi kıçlarını bile silmeyi beceremeyen bir kaç yeni yetme çaylağa mı yoksa özel kuvvetlerde 9 yıldır görev yapan. tertemiz sicili olan bir dedektife mi? | Open Subtitles | بعض المبتدئين مع مع مدربٌ عجوز محطم. الذي لا يعرف كيف يبعد القذارة عن مؤخرته لحد الآن. أو محقق بسجل نظيف. |
Görünüşe bakılırsa temizlik şirketi çağırmış, çünkü daire tertemiz olmuş. | Open Subtitles | على ما يبدو أنه أحضر مستحضرات تنظيف لأن المكان نظيف تماماً |
Kirli paralarını Howard Saint'e veriyorlar o da, onları sigara tekneleriyle Gran Cayman'daki bankalarına aktarıyor ve aklayıp kar gibi tertemiz geri yolluyor. | Open Subtitles | الذي ينقله بقواربه الخاصة سرا الى بنوك خارجية ثم يعيد تحويلها كنقود نظيفة |
Haklısın akıllı Alec ve bu yer tertemiz değil. | Open Subtitles | كنت على حق الذكية وأليك كل شيء ، ليست نظيفة حاد ، ولا في هذا المكان. |
Güzel evlerde yaşıyorsunuz, Mahalleniz tertemiz ve kendi yasalarınızı uygulamak istiyorsunuz. | Open Subtitles | تعيش في مكان رائع، بيوت نظيفة لديك منطقتك الخاصة والآن تُريد قوانينك الخاصة |
Tüm paran da sana, mis gibi tertemiz geri döner. | Open Subtitles | كل تلك النقود سترجع إليك نظيفة إلى أبعد حد |
Bu öğleden sonra tertemiz tıraş olduğundan eminim. Öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا واثق أنه كان نظيفاً وحليق الذقن هذا الصباح |
Masanın çekmecesinde vergisiz... tertemiz para olacak. | Open Subtitles | لن يكون شئ الا معفي من الضرائب تحت الطاولة , نقود صافية , وقت رائع |
Bu tertemiz ülkeye gelip de yağlı saçlarınızla ve, ipek takımlar giyerek, saygın Amerikalı geçinmeniz hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لا أحب أن أراكم تأتون لهذه البلاد النظيفة بشعركم الدهني و بذلاتكم الحريرية لتحاولوا أن تجعلوا من أنفسكم أمريكيين شرفاء |
Andy Dufresne boklu nehirden sürünerek geçen ve öbür taraftan tertemiz çıkan. | Open Subtitles | أندى دفرين الذى زحف عبر نهر من القذارة و خرج نظيفا من الجهه الأخرى |
Senin oğlun gururlu, dürüst bir çocuk. Kalbi tertemiz. | Open Subtitles | ابنكِ هو فتىً مستقيم و يُفتخر به و لديه قلب نقي |
Bu arada ihtişamlı Güneş üzerimize, ihtiyacımızdan da fazla bedava ve tertemiz enerji yağdırmaya devam ediyor. | Open Subtitles | في الوقت الذي تُغدق به الشمس المتألقة طاقة مجانية نقية علينا أكثر مما سنحتاجه مُطلقاً. |
Bu aracın içinin dışının tertemiz olmasını istiyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | اريد هذه السياره نظيفه من الداخل والخارج حسناً؟ |
Senin tertemiz bir sicilin var. | Open Subtitles | وأنت لديك سجلّ نقيّ |
Ama o günden bugüne kadar sicili tertemiz. | Open Subtitles | ولكن سجله ناصع البياض منذ ذلك الوقت |
O, o şu anda tertemiz, eğer.. tutmak istersen. | Open Subtitles | لقد تمّ تنظيفه تماماً الآن إن كنتِ تريدين حمله |
Güzel, bak, Yağmur her şeyi tertemiz yapmış | Open Subtitles | إنه جميل، أنظر، غسل المطر كل شيء النظافة تعم الأرجاء |
Buraya geldiğimde saflığı canlandırıcı tertemiz, yalın ve vahşiydi. | Open Subtitles | جئت إلى هذا المكان النقاء كانت منعشاً ...بلا شائبة |
tertemiz ve sıcak bir üçlü. | Open Subtitles | النقاوة وتَتضاعفُ ثلاث مرات حارةً. |