Kartımızla yapılan bazı harcamaları teyit etmek için aramışlar. Dün akşam. | Open Subtitles | يتصلوا لتأكيد بضعة تعاملات أُجريت على بطاقتنا البارحة؟ |
Oy verenlerin çoğunun rahatsız olduklarını teyit etmek için anket yapmamıza gerek yok. | Open Subtitles | لا أحتاج إستطلاعات لتأكيد أن الجماهير غير مرتاحة |
Beni Sparta'yı teyit etmek için sen gönderdin, | Open Subtitles | أرسلتني إلى سبارتا لتأكيد هذا، |
Ben lda Mae Jensen, erkek striptizci siparişimizi teyit etmek için arıyorum. | Open Subtitles | هذه هي ملكة جمال إيدا ماي ينسن. أنا أتصل للتأكيد على متعر ذكر |
Teyit etmek, iptal etmek... ve yine teyit etmek için yedi kez aradı. | Open Subtitles | اتصلت بي حوالي7 مرات للتأكيد والإلغاء ثم للتأكيد ثانية. |
Randevusunu teyit etmek için dün gece beni aradı. | Open Subtitles | لكنه أتصل بي الليلة الماضية ليؤكد موعد جلسته |
Yarın sabah 10'da seni ilk tanık olarak çağıracağız, bir teyit etmek için aradım. | Open Subtitles | أتصل لأؤكد أنك ستشهد أولا غدا الساعة 10 صباحا |
Bulgumuzu teyit etmek için kızınıza ait bir şeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج شيء منها لتأكيد مخرجاتنا |
Bu sabah görüşmeyi teyit etmek için aradım. | Open Subtitles | اتصلت لتأكيد المقابلة هذا الصباح |
Ayrıca cuma günkü randevunu teyit etmek için doktor aradı. | Open Subtitles | واتصل الطبيب لتأكيد موعد يوم الجمعه |
- Demek buymuş. - Bunu teyit etmek için onları ararım. | Open Subtitles | بالضبط سوف أتصل لتأكيد ذلك |
K. ve C ile sinemaya gittim ayrıca Dr. Scott da randevunuzu teyit etmek için aradı. | Open Subtitles | "ذهبتُ إلى السينما مع (كاتيا) و(كلوي)، وأيضاً إتّصل الد. (سكوت) لتأكيد الموعد. |
Garip olan tek şey randevuyu teyit etmek için Nadine'nin aramasıydı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي كان يبدو غريباً هو أنّ (نادين) قد إتّصلت الصباح لتأكيد الموعد. |
Kanarya Çiçekçilikten bu öğlen Bayan Painter için yaptığınız gönderiyi teyit etmek için arıyorum. | Open Subtitles | أنا زهّار متجر "أزهار الكناري"، أتّصل بكِ لتأكيد طلبيتُكِ للسيّدة (باينتر) بعد ظهر هذا اليوم. |
Chamberlain'in ofisi cuma günü burada olacağını teyit etmek için aradı. | Open Subtitles | إتصل مكتب (تشامبرلين) لتأكيد إنه سيتناول الطعام هنا يوم الجمعة |
Teyit etmek, iptal etmek... ve yine teyit etmek için yedi kez aradı. | Open Subtitles | اتصلت بي حوالي7 مرات للتأكيد والإلغاء ثم للتأكيد ثانية. |
Sekizinci hafta ultrason randevunuzu teyit etmek için. | Open Subtitles | للتأكيد على موعد صورة الأسبوع ال8 فوق الصوتية؟ |
teyit etmek için söylüyorum, fotoğraftaki adam doğru hedef değil. | Open Subtitles | نعم ؟ للتأكيد رجل الصورة ليس الهدف الصحيح |
Bir hafta önce üsten kaçan bir askerin cesedini teyit etmek için gitmişti. | Open Subtitles | كان قد خرج للتأكيد على وفاة جندي كان قد غاب بدون إجازة منذ أسبوع |
Bütün çevre uzmanların bildiği birşeyi teyit etmek için yeni bir çevre uzmanı-- | Open Subtitles | لا نريد خبير بيئي آخر ليؤكد ما يعرفه أي خبير... |
Üzerinde mavi bir kazak ve eşofman altı bulunan Bay Spector on dakikalık duruşma sırasında sadece adını ve doğum tarihini teyit etmek için konuştu. | Open Subtitles | مرتديًا قميصًا أزرق، وسروال رياضيًا تحدث السيد "سبيكتور" فقط ليؤكد اسمه وتاريخ ميلاده في جلسة استماع استغرفت 10 دقايق |
Bunu size anlatmak, zaten bildiğiniz şeyleri teyit etmek için buraya gelerek, hayatımı bütünüyle tehlikeye atıyorum. | Open Subtitles | لأؤكد ما تعرفه أنت أساساً |