| Çok üzgünüm, ama Bay Tilman üç yıl önce hayatını kaybetti. | Open Subtitles | أنا آسف لذلك، ولكن مرت السيد تيلمان بعيدا قبل ثلاث سنوات. |
| Annabelle Tilman hakkında ciddi bir konuşma yapmamız gerek. | Open Subtitles | نحن نحتاج الى الحديث بجديه عن انابيلا تيلمان |
| Bay Tilman'ın bulunmasından dört gün önceydi. | Open Subtitles | كان قبل أربعة أيام تم العثور على السيد تيلمان |
| Gregory Tilman'ın dairesinde bulunan bu ilaçları ona siz mi verdiniz? | Open Subtitles | الصيدلي الذي كتب هذه الوصفةِ لجريجوري تيلمن الذي وَجدَ في شُقَّته؟ |
| Bir gün, Doktor Larson arabasına giderken sokağın karşısında Bay Tilman'ı görmüş. | Open Subtitles | في إحدى المرات، الدّكتور لرسون كَانَ تمْشي إلى سيارتِها. رَأتْ السّيدَ تيلمن عبر الشَّارِعِ |
| - Tilman Lazerov'u kurban etti. | Open Subtitles | (حسناً لقد قتل (تيربن) (لازاروف |
| Wallace hikâyenizi onaylarsa, o zaman sorularınızı Tilman'a yöneltin. | Open Subtitles | اذا والس أكد لك القصة فعليك ان تطرح الاسئلة على تلمان و لازاروف و دييد |
| Merhaba, burada James Tilman ile görüşmek isteyen bir kız var. | Open Subtitles | مرحبا، وهناك فتاة هنا من هو يسأل لرؤية جيمس تيلمان. |
| Anderson. Valimiz Bay Tilman'a merhaba de. | Open Subtitles | " آندرسون " رحب برئيس بلديتنا السيد " تيلمان " |
| Affedersin, Ross Tilman. | Open Subtitles | اسفه , روس تيلمان |
| Bu Yüzbaşı Tilman. Bizim "Erken Müdahale, Saldırı ve Taktik" yöneticimiz, | Open Subtitles | الكابتن (تيلمان) هو أول من أشرف على وحدة عملية |
| Bu gerçekten güzel, Bayan Tilman. Teşekkürler. | Open Subtitles | (هذا جميل حقاً يا سيدة (تيلمان شكراً جزيلاً |
| Neden ? Tüm komşuları uyarıyorum. Felicia Tilman saldırıya uğramış. | Open Subtitles | أنا أحذر كل الجيران لقد هوجمت (فيليشيا تيلمان) |
| Neden ? Bayan Tilman'a babam hakkındaki gerçeği söylemesini söyledim. | Open Subtitles | طلبت من سيدة (تيلمان) أن تخبرني بحقيقة ما حدث لوالدي، و قد فعلت |
| Senin annen Senatör Tilman! | Open Subtitles | امك هي السيناتور تيلمان |
| Sadece Senatör Tilman'ın kızı! | Open Subtitles | فقط ابنة السيناتور تيلمان |
| Eğer Bay Tilman bu haplardan bu miktarda aldıysa bir silahı ateşleyebilecek kadar kendinde olması imkansız. | Open Subtitles | نعم إذا السّيدِ تيلمن أَخذ تلك الحبوبِ ليس هناك مجال لحضور عقله عند إطلاقه الرصاص |
| Tilman benim daireme girdikten sonra ondan kaçmak için her şeyi denedim. | Open Subtitles | تيلمن بعد دخوله إلى شُقتِي حاولتُ بكُلّ شيءَ للإبتِعاد عنه |
| İlaçları aldım ve Bay Tilman'ın dairesine gittim. | Open Subtitles | لذا أخذتُ الدواءُ وذَهبتُ إلى شقَّة السّيد تيلمن |
| Tilman'ı ona değer verdiğinize inandırdınız ona ilaç verdiniz ve onu vurdunuz. | Open Subtitles | تَركتَ تيلمن يَعتقدُ بأنّك إهتممتَ به ثمّ خدّرتَه وأطلقتي عليه |
| Tilman son bir şeyler söyledi mi? | Open Subtitles | هل قال (تيربن) أي كلمات قبل أن يموت |
| Onu dikkate almayın. Ben Tilman'ın kafasını bunlarla meşgul etmeyeceğim. | Open Subtitles | تجاهل ذلك أنا لا أهين تلمان بقولي هذا. |