"titriyordu" - Traduction Turc en Arabe

    • ترتجف
        
    • يرتجف
        
    • ترتعش
        
    • ترتعد
        
    • يرتعش
        
    • يهتز
        
    • تهتز
        
    • ترتجفان
        
    • ارتجفت
        
    • ترتعشان
        
    • ارتعشت
        
    • مرتعشة
        
    • إرتعاش
        
    • ارتعدت
        
    Solgundu ve titriyordu, ve birden, korkunç bir düşünce girdi zihnime. Open Subtitles كانت ترتجف و هي شاحبة أفكار فظيعة كانت قد انتباتني حينها
    Dönenlerinse saçları bembeyazdı ve yaşlılar gibi elleri tir tir titriyordu. Open Subtitles وإن رجعوا يكونوا ضعفاء . أيديهم ترتجف كالجبناء
    Teknemiz yaklaştığında titriyordu, küçük kanosunun üzerinden geçeceği korkusu vardı. TED كان يرتجف عندما اقترب قاربنا، كان خائفاً أن يدهس قاربه الصغير.
    O denli tutkuyla aşıktı ki, sizi ne zaman düşünse, elleri titriyordu. Open Subtitles كان غارقا فى العشق, لدرجة انه كان عندما يفكر فيك, ترتعش يداه
    Ellerim o kadar titriyordu ki kızın çiçeğini takarken epey zorlandım. Open Subtitles كانت ترتعد يدي، أنا لا يمكنني الربط بين الزهور على ذراعي
    İlişkimizin sonuna doğru, ona her dokunduğumda tam anlamıyla titriyordu. Open Subtitles في نهاية علاقتنا، كان يرتعش بكل بساطة عندما ألمسه
    O gecenin kalanında uyumadı ve sonraki sabah hala titriyordu. Open Subtitles فقط هو لم يكمل بقية ذلك الليله و في الصباح هو كن يهتز مريضاً
    Yerinde kımıldamadan duruyor, titriyordu. Yaptığı titreşim, sanki nefes almak gibiydi -- genişliyor ve bağırıyor gibiydi. TED بدلاً من ان تتوقف عن الحركة .. انها تهتز وكانت تهتز كما لو انها تتنفس .. هكذا كما لو كانت وسادة مضغوطة تنتفخ تباعاً
    Ellerim şiddetli şekilde titriyordu, şırıngayı zor tutuyordum, ama yaptım. Open Subtitles لقد كانت يدي ترتجفان بشدة بالكاد استطعت أن أحمل الحقنة لكنني عشت
    Birazcık sessizlik istediğini söyledi... ama çok kötü titriyordu, çayını bile bitiremedi. Open Subtitles لقد قالت إنها تريد فقط بعض الهدوء لكنها كانت ترتجف بشكل سيئ هي حتى لا تستطيع أن تنهي شايها
    Kumral, zayıftı. titriyordu. Battaniye vermiştim. Open Subtitles كنت نحيلة وشعرها أسود وكانت ترتجف وقد أعطيتها بطانية
    Geri geldiğimde telefon görüşmesini sonlandırıyordu. titriyordu. Open Subtitles وعندما عدت كانت تنهي مكالمة لقد كانت ترتجف
    Bütün vücudum öyle çok titriyordu ki uzanmak zorunda kaldım. Open Subtitles جسمي بالكامل كان يرتجف كان عليّ ان استلقي
    Bir dakika iyiydi, ve sonra yere düştü, titriyordu. Open Subtitles لقد كان بخير لدقيقة، ومن ثم سقط على الأرض تماماً، يرتجف.
    Deli gibiydi, terliyordu, midesi bulanıyordu, titriyordu. Open Subtitles لقد كان يهذي و يتعرق كثيرا فاقد للوعي يرتجف
    O elektrik yüklenmiş bir halde doğruca bize doğru geldi,... ...yanımıza oturdu, titriyordu,... ...Dereck'e doğru olan sırtıyla etrafa bakıyordu. TED لقد جاءت نحونا .. ومن ثم بدأت تنظر إلينا بصورة مباشرة وجلست بقربنا ترتعش وادارات ظهرها الى ديرك .. واخذت تتفحص
    Sırtı çıplaktı, nisan ayıydı ve titriyordu. Open Subtitles حينها كان ظهرها عارياً الوقت كان في شهر أبريل و قد كانت ترتعش من البرد
    Küçük kız için yüreğim titriyordu. Olga için. Open Subtitles روحي كانت ترتعد من أجل تلك الفتاة الصغيرة أولجا
    Yatağın içinde titriyordu, terlemişti ve ıpıslaktı. Open Subtitles وكانت تفوح منه رائحة العرق وكان يرتعش وتقيأ على الأوراق
    Yedi yıl kadar önce bir gün, patates ekiyordum. Mayıs'ın ilk haftasıydı. New England'da oldu bu, elma ağacı çiçeklenmişti ve titriyordu. Üzerimde beyaz bulutlar. TED وكان هناك يوم واحد قبل نحو سبع سنوات ، وكنت أزرع البطاطا. وكان الأسبوع الأول من أيار / مايو. كانت تلك نيو إنجلند، حيث شجر التفاح يهتز مع الأزهار وكانت هناك بعض الغيوم البيضاء فوق.
    Ama bacaklarım öyle şiddetli titriyordu ki kımıldayamadım. Open Subtitles ولكن قدمى كانت تهتز لذا لم اقدر على الحركة
    Ve dört yaşındaki bebeğimi... o arabaya koyarken ellerim titriyordu. Open Subtitles وكانت يداي ترتجفان مثل أن أضع طفلتي ذات الأربع سنوات في تلك السيارة.
    Ellerim o kadar çok titriyordu ki hepsini kanalizasyona döktüm. Open Subtitles ارتجفت يدي بقوة فأوقعتها في المجاري
    Elleri öyle titriyordu ki sigaranı bile yakamadı. Open Subtitles إن يداه كانتا ترتعشان حتى لم يتمكن من إشعال سيجارتك
    Elleri titriyordu, efendim. Open Subtitles ارتعشت يداه يا سيدي
    70li yaşlardaydı, hüzünlüydü. Elleri titriyordu. Open Subtitles كانت في السبعين من عمرها كانت تتلمس الأشياء بيد مرتعشة
    Emirleri veren adamın elleri titriyordu. Open Subtitles الرجل الذي يُعطي أوامر كان لديه إرتعاش في يده.
    Gözlerimle gördüm onu. Kana bulanmıştı, onun ardından şehir titriyordu. Open Subtitles لقد رأيته، مغرق بالدماء والطعنات، لقد ارتعدت المدينة في صحوته

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus