- Ama 5 yıldır ilk kez bütün ailem Chicago'da toplanıyor. | Open Subtitles | ولكن عائلتي تجتمع للمرة الاولى منذ خمس سنوات |
YÖnetim kurulu bu Öğleden sonra saat 2 de toplanıyor. | Open Subtitles | المجلس يجتمع في الساعة الـ2 من عصر اليوم |
Hücre bölünmek için toplanıyor fakat bu durumda oldukça statikler. | TED | تتجمع الخلايا لتنقسم، لكنها ثابتة جدا في ذلك الموقع. |
Buzların altındaki balık ziyafetinin çekiciliğine dayanamayan 3.000 kadar balık kartalı burada toplanıyor. | Open Subtitles | حتى 3,000 عقاب أصلع يتجمعون هنا منجذبون بالوليمة السمكية المخفية تحت السطح الجليدى |
Üç savaş lordunun hepsi büyük hol de toplanıyor. | Open Subtitles | زعماء الحروب الثلاثة يجتمعون الآن في قاعة الاجتماع الكبرى |
Bir şeyler oluyor. Sürü biz olmadan toplanıyor. Şunu bir inceleyelim. | Open Subtitles | هناك شئ ما، فالقطيع يتجمع بدوننا، لنتحقق من الأمر |
Bu gece burada toplanıyor yüzden olabilir-bir büyülü için vardır. | Open Subtitles | لهذا نحن مجتمعون هنا الليلة لاجتماع سحري |
Birimsel virüsler sistem çapında toplanıyor. | Open Subtitles | الفيروسات وحدات تجميع على نطاق المنظومة. |
Hepsi, üç futbol sahasından büyük olmayan ufak bir bölgede toplanıyor. | Open Subtitles | يحتشدون معاً في رقعة واحدة صغيرة من الغابة، لا تتعدى حجم أرضية ملعبين أو ثلاثة. |
Demek cemaatim kilisede olmadığı zamanlar burada toplanıyor. | Open Subtitles | إذن هنا تجتمع رعيّتي حين لا تكون في الكنيسة |
Ayrıca, şu sıralar aldığımız güvenilir istihbaratlara göre Antwerp ve Boulogne'de filoları Hollanda'da da bir orduları toplanıyor. | Open Subtitles | والآن نحن نستمع لتقارير مختصة عن أساطيل تجتمع في انتويرب وبولونيا وبجيش من هولندا |
Mahkeme Ulusal Komuta Otoritesinin emriyle 8 gün içerisinde toplanıyor. | Open Subtitles | هذا المجلس العسكرى يجتمع خلال ثمانية أيام بالأمر المباشر لسلطة القيادة الوطنية |
- Bugün büyük başlar toplanıyor evlat. | Open Subtitles | سوف يجتمع الكبار اليوم يا فتاة حسنا، سوف أستعد جيدا |
Deneme atışları hâlâ elmanın çevresinde toplanıyor fakat rastgele bir düzen izliyor. | TED | لكن سهامه مازالت تتجمع حول التفاحة ولكن بشكل عشوائي. |
Şu an yaşadığımız dünyada ahlak çeteleri, sosyal medyada toplanıyor ve çığ gibi büyüyorlar. | TED | إننا نعيش في عالم حيث حشود الغوغاء تتجمع على مواقع التواصل الاجتماعي وتتضافر كما العاصفة. |
Ölüler ordusu kırlarda toplanıyor, ve kaleye yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | سيدي جيش الموتى يتجمعون في الصحراء ـ إنهم يقتربون من القلع ـ كم يبعدون عنا ؟ |
Ah, gene kitap kulübü toplantın var, değil mi? O kulüp harbiden çok sık toplanıyor. | Open Subtitles | نعم ، لديك اجتماع محبي الكتب مجدداً إنهم يجتمعون كثيراً |
Ama bu herneyse, lenf düğümlerinde toplanıyor, bağışıklık sistemlerini savunmasız bırakıyor. | Open Subtitles | و لكن مهما كان فأنه يتجمع في العقد الليمفاويه ويتنازع مع نظامهم المناعي |
Yeniçeri ortaları, Et Meydanı'nda toplanıyor, bak! | Open Subtitles | وجنود الانكشارية مجتمعون في "إيتميداني" |
Seamus kupayı kazanmak için puan toplanıyor. | Open Subtitles | سيموس، يربح الكأس مستند على تجميع النقاط |
O dışarıdaki Abby'ler onun için toplanıyor. | Open Subtitles | تلك المخلوقات بالخارج إنه يحتشدون لأجلها |
Bugün, yönetim kurulu toplanıyor ve ben hala onların en iyi adayıyım. | Open Subtitles | اليوم سيجتمع المجلس، ولا أزال أقوى المرشحين |
Bionotlar toplanıyor! | Open Subtitles | أيها الرواد البيولوجيين ، تجمعوا |
Kardeşler Konseyi Batık Koyu'nda toplanıyor. | Open Subtitles | مجلس الأخوة سيتم التجمع له عند خليج حطام السفن |
Kayıklar pis su oluklarında toplanıyor ve Çinliler çöp için savaşıyordu. | Open Subtitles | إن زوارق السامبان الصينية قد تجمعت حول برك المياه القذرة و الصينيون يقاتلون بعضهم البعض من أجل الفضلات و القمامة |
Hepsi toplanıyor hikayeyi duymak için | Open Subtitles | هم يَجتمعونَ حولهم لسماع القصه |
Bunların hepsi son iki haftada olup Kuzeybatı'da toplanıyor. | Open Subtitles | كلهم مجتمعين في المنطقة الشمالية الغربية في الإسبوعان الأخيرة. |