Bileziği takmak için torbanın çıkartılması mı gerekli? | Open Subtitles | هل عليك نزع الكيس ؟ لتمرير السوار بشكل ما ؟ |
Eğer benim bir kene gibi olduğumu düşünüyorsa polislere aslında benim olmasına rağmen torbanın neden kendisine ait olduğunu söyledi? | Open Subtitles | إن كان يعتقد بأني مزعجه لماذا أخبر الشرطي بأن الذي في الكيس ملكه و ليس ملكيّ ؟ |
Bütün mutfakta ve torbanın üzerinde parmak izleri varmış. | Open Subtitles | بصماته كانت في جميع أنحاء المطبخ حتى على الكيس |
Garsonu tıktıkları naylon torbanın kaynağını buldum. Parmak izi gibidir. | Open Subtitles | وجدت مصدر الكيس البلاستيكي الذي عبأت به النادلة |
- Cumartesi gecesi maçım var, ama bu çocuk torbanın başından ayrılmıyor. | Open Subtitles | - لدي نزال ليلة السبت - وهذا الفتى لايُريد التنحي عن الكيس |
Bulabildiğin tüm yiyeceği şu torbanın içine doldur. | Open Subtitles | إجمع كل ما تستطيع ان تجد من طعام وضعه في ذلك الكيس |
ve o lanet torbanın içindeki şeyi de görmem gerekmiyor. | Open Subtitles | ولا أريد رؤية ما موجد في داخل هذا الكيس. |
torbanın üstüne en yakınlarınızın adını yazacaksınız. | Open Subtitles | وستكتبون تفاصيل أقرب الأقربين إليكم على هذا الكيس |
Ve torbanın içi her zaman nemlidir çünkü o tüylü salak şeyler onu çok sıcak tutuyor. | Open Subtitles | و داخل الكيس دائماً رطب ؟ لان هؤلاء الحمقى يضعونها ساخنه جداً |
torbanın içinde kayan fasulyeler yörüngeyi bozuyor. | Open Subtitles | الفصولياء المعبئة في الكيس .هي من غيرت مسار الرمية |
Şöyle düşündüğümü hatırlıyorum, "Bu torbanın tutma yeri yok. | Open Subtitles | أذكر أنني فكرت ، لا توجد مقابض لهذا الكيس |
torbanın içinde sinirden deliye döndü. | Open Subtitles | لقد وضعت نفسها في الكيس , كما قلت لك |
Bana torbanın senin olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تخبريني بأن الكيس كان ملكك ؟ |
torbanın içinde ne olduğunu soracağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أعتقد بأنه سوف يسأل مالذي في الكيس |
torbanın içinde elbise var gibiydi. | Open Subtitles | بدت الكيس تحوي على بعض الملابس |
Aman Tanrım, aman tanrım! torbanın içinde bok var! | Open Subtitles | يا إلهي يا إلهي هناك براز في الكيس |
- Şu torbanın içindekileri doğrayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تقطّعي ما بداخل الكيس. |
Yüzüne geçirilen o torbanın sebebi ben olabilirim. | Open Subtitles | ...ربما أنا من قمت ب بوضع هذا الكيس على وجهها |
Sonra buldum, buna açıldıktan sonra, işte bu plastik torba, eğer bunu kirli bir su öbeğinin içine koyup, veya kloroform dolu bir akıntıya her türlü iğrenç şeylerin olduğu, işte o iğrenç su osmosisle torbanın duvarından içeri sızıp içinde saf ve saklanabilir içme suyuna dönüşecek. | TED | ومن ثم وجدت انه بعد تعرض هذا الكيس البلاستيكي لمياه ملوثة او تيار مائي فيه قلونيات أو أي نوع من الملوثات هذه المياه الملوثة سوف تسير عبر التناضح العكسي من خلال مسامات الكيس ومن ثم تصبح المياه التي كانت ملوثة نقية قابلة للشرب |
Kocaman torbanın içinde yarım karpuz boyutlarında bir oyuk. | Open Subtitles | حجم نصف بطيخ صغير في هذا الكيس الكبير ، |