| Tran, şarkı söylemene karışmak istemem ama biraz da işle ilgilensen iyi olur. | Open Subtitles | تران ، أنا لا أَمانع ,الغناء على السفينة لَكنَّك وصلت لتنجز العمل، أيضاً |
| Neden şimdi Tran'i yakalayıp gerisini sonra halletmiyoruz? | Open Subtitles | أخبرني الذي يجب أن لا نتحرّك على تران الآن ويخمّن ذلك فيما بعد؟ |
| -Faturayı Johnny Tran'a gönder. -Bu çocuğun bana garezi mi var? | Open Subtitles | أرسل الفاتورة إلى جوني تران هل يتصرف بعدوانية |
| Bu Johnny Tran, büyük bir hızla size doğru geliyor. | Open Subtitles | انه جوني تران انه قادم بسرعة بالغة نحوكم |
| O bizim Bayan Tran ile olan son bağlantımız. | Open Subtitles | حسناً، هو آخر شخص مؤكد أنه تحدث إلى السيدة تران. |
| Lütfen Tran'e bunun ne kadar kötü gittiğini söyleme. | Open Subtitles | ارجوك لا تخبري تران عن مدى سوء هذا الامر |
| Sayın yargıç, Bay Tran üzerinde hiç uyuşturucu madde olmadığını iddia ediyor. | Open Subtitles | سيادتك, يدّعي السيد تران أنه لم يكن عليه أي مخدر |
| Tutuklanmadan önce Bay Tran'in açıkca uyuşturucuları çöpe attığını görebiliyoruz net bir şekilde. | Open Subtitles | أعتقد أننا جميعاً رأينا بوضوح أين ألقى السيد تران المخدرات في القمامة قبل القبض عليه |
| -Az önce arabayı ortaya koyup Tran'la yarıştı. -Kahretsin. | Open Subtitles | لقد سابق تران مراهنا على السيارة اللعنة |
| Bay Tran bunu dünyada okuyabilecek tek kişi yani kusursuz bir uyum oldu. | Open Subtitles | سيّد (تران) الشخص الوحيد الذي يستطيع قراءة هذا اللوح، مما يجعلهم السلعة الأثمن. |
| Kevin Tran'i ve tabletin ondaki yarısını istiyorum. | Open Subtitles | أريد "كيفين تران" وأريد نصف اللوح الموجود لديه |
| Bay Tran Kevin bebekken öldü. | Open Subtitles | سيد تران مات عندما كان كيفن طفلاً |
| Sen ve Molk, Sarah Tran dosyasına bakacaksınız. | Open Subtitles | ــ نعم أنت و "مولك" ستعملان على قضيّة "سارة تران"ـ |
| Pardon, çekilin, Tran'in torunu ile olan randevumda giyeceğim gömleği ütülemeliyim. | Open Subtitles | - اسف فقط بسرعة احتاج ان اكوي هذا القميص الذي سوف ارتديه في موعدي مع حفيدة تران |
| Walt ve Kaleb, Sarah Tran'in gizli polis olduğunu biliyor muydu? | Open Subtitles | هل كان (والت) و(كالب) يعرفون أن (سارة تران) كانت عميل سري؟ |
| Senatör Porter, Ben General Tran. | Open Subtitles | سيناتور بورتار, جنرال تران. |
| Tran'ın, davranışın hakkında akşama kadar seni izleyecek kolları vardır. | Open Subtitles | تران غير مرتاح لتصرفاتك |
| Brian, Johnny Tran'le tanış. | Open Subtitles | براين، يقابل جوني تران. |
| -Faturayı Johnny Tran'a gönder. | Open Subtitles | أرسل الفاتورة إلى جوني تران. |
| -Az önce arabayı ortaya koyup Tran'la yarıştı. | Open Subtitles | هو فقط تسابق مع تران للزلّات. |