Çok tuhaf bir şekilde olduğum kişiyi sana borçluyum. | Open Subtitles | بشكل استثنائي للغاية أدين بما أنا عليه لك |
Çok tuhaf bir şekilde olduğum kişiyi sana borçluyum. | Open Subtitles | بشكل استثنائي للغاية أدين بما أنا عليه لك |
Yas tutan kişileri teselli etmek tuhaf bir şekilde etkileyici bir deneyim olabilir. | Open Subtitles | إن تعزية الثكلى يمكن أن تكون تجربة مؤثرة بشكل غريب |
Ama bu koşullar tuhaf bir şekilde buraya benzeyen bir yerde daha oluşmuştur. | Open Subtitles | لكنه موجود أيضا في مكان آخر ، بشكل غريب أيضا |
LaTour'a karşı tutumunuza çok şaşırdım. Onun ismini tuhaf bir şekilde söylüyorsunuz. | Open Subtitles | انا مشوش, ولا افهم تصرفك حيال لاتور, انت تنطقين اسمه بطريقة غريبة |
Ve tuhaf bir şekilde, ikinizde bana yardım etmeye çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | وبشكل مُدهش كلاكما يرغب في مساعدتي ؟ |
Ama tuhaf bir şekilde, senin için umudum arttı. | Open Subtitles | ولكن الغريب أنه يعطيني بعض الأمل فيك |
Çok tuhaf bir şekilde bir keresinde sana ihtiyacım oldu. | Open Subtitles | بشكل استثنائي للغاية احتجتك مرة واحدة |
Çok tuhaf bir şekilde benim arkadaşımdın. | Open Subtitles | بشكل استثنائي للغاية كنتَ صديقي |
Çok tuhaf bir şekilde ağlamak istiyorum. | Open Subtitles | بشكل استثنائي للغاية أريد أن أبكي |
Çok tuhaf bir şekilde sen beni bir bütün yaptın. | Open Subtitles | بشكل استثنائي للغاية جعلتني مكتملة |
Çok tuhaf bir şekilde bir keresinde sana ihtiyacım oldu. | Open Subtitles | بشكل استثنائي للغاية احتجتك مرة واحدة |
Çok tuhaf bir şekilde benim arkadaşımdın. | Open Subtitles | بشكل استثنائي للغاية كنتَ صديقي |
tuhaf bir şekilde aşağıdaki suların zenginliğinin sırrı bu tepedeki kayalarda yatmaktadır. | Open Subtitles | لأن ، بشكل غريب ، لفهم الوفرة في تلك المياه يكمن في هذه الصخور هنا فوق التلة |
Biraz tuhaf bir şekilde havlayarak sızlandı. şu tarz bir şeydi... | Open Subtitles | ،تآوة قليلاً عن طريق النباح بشكل غريب شئ مثل هذا |
Yalan söylediğin tek kişinin ben olmadığımı görmek tuhaf bir şekilde içimi rahatlattı. | Open Subtitles | إنه لمريح بشكل غريب أن أعرف أنني لست الوحيد الذي تكذب عليه |
Bu bana tuhaf bir şekilde rahatlatıcı geliyor aslında. Hayal kırıklığı ihtimalini eliyor. | Open Subtitles | أجد هذا الأمر مطمئناً بشكل غريب إنه يبعد احتمال الزوال |
Ses nötrdü, pasifti ve hatta bir süre sonra tuhaf bir şekilde arkadaşça ve güven vericiydi, ancak bazen o sakin dış ses olmaktan çıkıp kendi ifade edilmemiş duygularımın bir aynası oluyordu, | TED | لقد كان محايداً، خالياً من المشاعر، حتى أنه بعد فترة، أصبح مرافقاً ومطمئناً بشكل غريب بالرغم من أنني لاحظت هدوءه الخارجي يتراجع أحياناً وأنّه يعكس في بعض الأحيان مشاعري المختبئة. |
Ayrıca Silikon Vadisi'nden geçen 101 numaralı otoyoldan tuhaf bir şekilde ayrılmış bir topluluk. | TED | وهو أيضًا مجتمع يفصله بطريقة غريبة الطريق السريع 101 المار بوادي السيليكون. |
İşlerini tuhaf bir şekilde idare ediyor. | Open Subtitles | لابد و أن أقول أنه يتتدبر شؤونه بطريقة غريبة جدا ً |
Roxy ve Charles-Henri ile tuhaf bir şekilde bağlantılı. | Open Subtitles | له علاقة بموضوع روكسي و شارل بطريقة غريبة |
Ve tuhaf bir şekilde, ikinizde bana yardım etmeye çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | وبشكل مُدهش كلاكما يرغب في مساعدتي ؟ |
Sağlık kulübünde, insanlar vücut çalışıyor ve antrenman yapıyorlar, vücutlarını şekle sokuyorlar ama tuhaf bir şekilde, hiç kimse herhangi bir amaç için yapmıyor bunu. | Open Subtitles | تذهب إلى النادي الصحي، حيث الناس يتمرنون... وهم يتدربون، ويحافظون على الرشاقة لكن الغريب أنه لا أحد يحافظ على رشاقته من أجل شيء ما |