"tutmanın" - Traduction Turc en Arabe

    • لإبقاء
        
    • إبقاء
        
    • للحفاظ
        
    • لمنع
        
    • للإبقاء
        
    • لإبقائها
        
    • الإبقاء
        
    • ابقاء
        
    • إبقائها
        
    • لإبقائك
        
    • للإحتفاظ
        
    • للابقاء
        
    • لإبقائي
        
    • لأبقي
        
    • إبقائهم
        
    Sizin yolunuzun, Hong Kong'ı güvende tutmanın tek yolu olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أن طريقتك هي الطريقة الوحيدة لإبقاء هونغ كونغ آمنة.
    Arabayı elinde tutmanın bütün bunlara değdiğine emin misin? Open Subtitles هل أن متأكد من أن إبقاء السيارة يستحق هذا ؟
    - Söz vermenizi istiyorum. Söz tutmanın yolu, asla vermemektir. Open Subtitles أفضل طريقة للحفاظ على وعدى هو أن لا أوعد مطلقاً
    İşi kapıdan uzak tutmanın en sağlam yolu budur. Open Subtitles إنها طريقه مضمونه لمنع الموكلين من التخلي عنا
    Onu sahada tutmanın başka bir yolu olmalı, Joan. Open Subtitles لا بُد أن تكُون هُناك وسيلة أخرى للإبقاء عليها فى الميدان
    Merakının dışında kadını hala baypasta tutmanın bir sebebi var mı? Open Subtitles عدا الفضول، ألديك سبب آخر لإبقائها علي الجهاز؟
    Her zamanki gibi, en zor şartlarda bile Zissou Ekibi'nin üyeleri, morallerini yüksek tutmanın bir yolunu buluyor. Open Subtitles كالعادة وحتى مع أصعب الظروف يجد أعضاء زيسو طرقاً لإبقاء المعنويات عالية
    Muhtemelen. Kurtarılana kadar zihinlerini meşgul tutmanın bir yolu. Open Subtitles لعلها وسيلة لإبقاء عقولهم ناشطة حتى إنقاذهم
    Belki ilgisini sürekli üstünde tutmanın bir yolunu bulursun! Open Subtitles ربما تستطيعين إيجاد طريقة لإبقاء اهتمامه أطول?
    Bu işi gazetelerden uzak tutmanın bana ne kadara mal olduğunun farkında mısın? Open Subtitles أتعلم كم يكلفني إبقاء هذه الحادثة بعيدا عن الصحافة ؟
    Ama zamanla Bölüm'ü ayakta tutmanın değerli olacağını düşünmeye başladım. Open Subtitles ولكن في مرحلة ما بدأتُ أرى فائدة إبقاء هذا المكان يعمل.
    Öncelikle, iğrenç şeylerden söz etmek mükemmel bir eğitim aracıdır ve merakımızı canlı tutmanın muhteşem bir yoludur. TED لذلك، أولًا وقبل كل شيء، إن التحدث عن الأشياء المقززة أداة رائعة للتعليم، وهو طريقة ممتازة للحفاظ على الفضول.
    Ekibi bir arada tutmanın tek yolu. Open Subtitles إنه السبيل الوحيد للحفاظ على هذا الفريق مجتمعاً
    Bazen şeytanı dışarıda tutmanın tek yolu budur. Open Subtitles بعض الأحيان، هذا هو كل ما يتطلبه الأمر لمنع دخول الشر
    Kaldığı otele doğru giden ekiplerimiz var fakat ayrılmak üzereydi ve onu orada tutmanın tek yolu, sahte tavır sergilemekti. Open Subtitles لدينا فرق في طريقها إلى الفندق الذي يقيم فيه ولكنه كان على وشك الانصراف والسبيل الوحيد للإبقاء عليه هناك، هو كذبة بسيطة.
    Merakının dışında kadını hala baypasta tutmanın bir sebebi var mı? Open Subtitles عدا الفضول، ألديك سبب آخر لإبقائها علي الجهاز؟
    Bazı şeyleri içinde tutmanın kimseye bir faydası olmaz. Open Subtitles الإبقاء عليه داخلك لن يساعدك أو أي شخص آخر.
    Bunun en kolay açıklaması, insanları aynı hizada tutmanın yolu iyiden çok kötüye yönlendirmektir. Open Subtitles انه من السهل ابقاء الناس في خط واحد بالتوجه الى اسوء دوافعهم بدلاً من افضلها
    Sen 2006'da onu kaçıran kişiyi öldürdüğünde onu hayatta tutmanın bir gün işe yarayabileceğini düşünmüştük. Open Subtitles عند قتلت خاطفها في عام 2006 أدركنا أن إبقائها على قيد الحياة قد يكون مفيد في يوم من الأيام
    Seni gözümün önünde tutmanın en iyi yolu da bu. Open Subtitles . وهذه افضل طريقة بالنسبة لي , لإبقائك تحت عيني
    Tanrım, arabayı elimizde tutmanın bir yolu yok mu? Open Subtitles نحن بحاجة إلى أموال يإلهي، ألا توجد طريقة أخرى للإحتفاظ بها؟
    Bunun seni tutmanın en iyi yolu olduğunu düşündüğünü biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه ظن أنها الوسيلة الوحيدة للابقاء عليك.
    Beni hayatta tutmanın bir nedeni olmalı! Open Subtitles ما الذي تحتاجني من أجلة؟ يجب أن يكون هناك سبب لإبقائي حيا
    Çünkü salonu açık tutmanın bir yolunu buldum. Open Subtitles لأنني حصلت على طريقة لأبقي على صالون تجميلي مفتوحا
    Eğer adamlarınız sonuçlarını iki kez kontrol etmiyorsa o zaman onları ekipte tutmanın bir anlamı yoktur. Open Subtitles إذا لم يراجع عاملوك نتائجهم مرتين فلا فائدة من إبقائهم في الفريق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus