| Bir el daha sıkmaya çalıştı fakat tutukluk yaptı. | Open Subtitles | حاول رمي آخر، ولكن مسدسه التشويش. |
| Jodie, silah tutukluk yaptı. | Open Subtitles | جودي، لي البندقية التشويش. |
| Küçük, güzel bir parça. Hızlı işler, tutukluk yapmaz. | Open Subtitles | أجل، إنّها قطعة رائعة سريع الاستخدام، لا يعلق |
| İkinci vitese dikkat et. Bazen tutukluk yapıyor. | Open Subtitles | إحذر عند الغيار الثاني، إنه يعلق قليلا. |
| tutukluk yaptı! | Open Subtitles | إنّه عالق! |
| Mermi kafatasını mı sıyırdı yoksa silah tutukluk mu yaptı? | Open Subtitles | هل ارتدّت الرصاصة عن جمجمتك أم انّ المسدّس انحشر فحسب؟ |
| Turtle, tutukluk yapman için bir zamanlar çok aktif olman gerekir. | Open Subtitles | فترة شحيحة تعني ضمناً أنك كنت زاهٍ من قبل |
| Silahım tutukluk yaptı. | Open Subtitles | سلاحي التشويش |
| tutukluk mu yapıyor dedin? | Open Subtitles | هل يعلق صمام بيت النار أحياناً؟ |
| - Bunlar tutukluk yapıyor. | Open Subtitles | لا أثق به فهو يعلق أثناء إطلاق النار |
| O koltuk hep tutukluk yapıyor. | Open Subtitles | هذا الكرسي دائماً ما يعلق هكذا |
| Hiç tutukluk yapıyor mu? | Open Subtitles | ألم يعلق في ذراعك يوماً ؟ |
| Ama tetiği tutukluk yaptı ve komşum onu öldürdü. | Open Subtitles | لكن انحشر زناد مسدسه فقتله جارى |
| Bu şimdiye kadarki en kötü tutukluk. | Open Subtitles | لم أمر بفترة شحيحة كهده إطلاقاً |