Çikolatalı Alman pastalarını, kuzu buğulamayı ve Belçika "waffle"larını da tutuyorsun. | Open Subtitles | أنت أيضاً تحتفظ بالكعك الألماني بالشيكولاتة واللحم الضاني وبسكويت الوافل البلجيكي |
Madem senin için bu kadar önemsizim, öyleyse neden beni yaninda tutuyorsun? | Open Subtitles | إذا كنت بهذه البخاسة بالنسبة لك، فلم إذا تحتفظ بى إلى جانبك؟ |
Ası, bu avucumun içine sakladım. İşte bu şekilde, göstermeden tutuyorsun. | Open Subtitles | تضعها فى راحة يدك ، تمسك بها فى يدك هكذا |
Ama şu an elimi çok sıkı tutuyorsun ve bayılabilirim. | Open Subtitles | لكن الآن، أنت تمسكين ذراعي بقوة ويمكن ان يغشى علي. |
Tae Ryeong ile görüştüğün halde niye o tuhaf Tae Yang'ı yanında tutuyorsun? | Open Subtitles | ولكن .. لماذا لا تزال تبقي هذي الغربية تاي يانغ ؟ |
Büyütülecek bir şey değilse, neden gizli tutuyorsun? | Open Subtitles | لو لم تكن مشكلة كبيرة لماذا تحتفظين بذلك كما لو كان سراً ؟ |
Evet sen danışma da oturuyorsun ve parmaklarını meşgul tutuyorsun. | Open Subtitles | لا، أنت تجلسين في مكتب الاستقبال والتوجيه، تبقين أصابعك مشغولة |
Şimdi ne var? Açılması için on belirli hareket yapman gereken bir Japon puzzle kutusu tutuyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تحملين الآن علبة أحجِية يابانيّة يُمكِن فتحُها بعشر حركات بالضّبط. |
- Dışarıya atmak istediğin neler tutuyorsun içinde? | Open Subtitles | ماذا؟ بما تحتفظ داخلك أشعر كما لو كنت تريد الخروج؟ |
Arabanın bagajında 2000 tane fotoğrafını mı tutuyorsun? | Open Subtitles | تحتفظ بـ2000 صورة لك في حقيبة السيّارة ؟ |
Yedek anahtarı hala ön taraftaki sahte kayanın altında mı tutuyorsun? | Open Subtitles | الازلت تحتفظ بنسخة المفتاح تحت الصخره الوهمية اما المحل |
O zarları hindistancevizi tutan bir maymun gibi tutuyorsun. | Open Subtitles | ان تمسك تلك المكعّباتِ مثلما قرد يمسك جوزَ الهند. |
Çünkü 10 yıldır ilk defa elimi tutuyorsun ama sırf ağabeyinin yanıldığını kanıtlamak için. | Open Subtitles | حسنا, لماذا إذا؟ لأن هذه المرة الأولى خلال 10 سنوات تمسك يدي ولكن هذا فقط لأنك |
Ayrıca elinde 26 yaşında bir kadının dosyasını tutuyorsun. | Open Subtitles | و هي تمسك بملف لأنثي في السادسة و العشرين من عمرها |
Neden ağlıyor? Yoksa onu yanlış falan mı tutuyorsun? | Open Subtitles | . لماذا هو يبكي , هل تمسكين به بشكلٍ خاطئ , او شئ ما ؟ |
Odadan ne zaman çıkmak istesen, kapı kolunu tutuyorsun, ama çıkmıyorsun. | Open Subtitles | متى تغادرين غرفتك , تمسكين مقبض الباب و تديريه أنت تستعدين للمغادرة , لكنك لا تفعلين , تتوقفين |
Sen duygularını hep kilitli tutuyorsun. Başka hiçkimse için bir şey hissetmiyorsun. | Open Subtitles | الامر هو أنك تبقي مشاعرك مغلق عليها و لاتستطيع أن تشعر بأي شخص آخر |
Yani, o telefona cevap bile vermeyeceksen neden elinde tutuyorsun ki? | Open Subtitles | لماذا تحتفظين بذلك الهاتف إذا كنتِ لن تردي عليه؟ |
Elindeki şeyi yan tutuyorsun. Böyle nişan alamazsın. | Open Subtitles | لنأخذك أنتَ على سبيل المثال تحمله بالطريقة الجانبية |
Üzgünüm, bunu yapamam. Tanrı aşkına, neden beni uzak tutuyorsun? | Open Subtitles | آسف سام هذا مستحيل بيلي لم تبقيني بعيداً عن هناك ؟ |
Play-offlarda kimi tutuyorsun? | Open Subtitles | من تشجع فى المباراة النهائية ؟ |
Kızımı orada tutuyorsun. Biliyorum. | Open Subtitles | أنت تحتجز إبنتي هناك، أنا واثق من هذا. |
Onu orada tutuyorsun demek. | Open Subtitles | إذاً هناك حيث تحتفظون بتلك الأغراض |
Beni burada rehin tutuyorsun. Bu doğru değil. | Open Subtitles | أنت تحتجزني كرهينة هنا وهذا ليس صحيحا |
Ne yaptığını tahmin edeyim. Burayı şehir gürültüsünden uzak tutuyorsun. | Open Subtitles | ،أعتقد أن ما تفعله أنك تحافظ هنا على غَمْغمة المدينة |
Deprem olurken bile sözünü tutuyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تحافظين على هذا العهد حتى أثناء الزلزال |