Pişiremiyorum ayrıca umrumda da değil. TV karşısında yiyorum. | Open Subtitles | لا أطبخ ولا أفكر بذلك, وأتناول طعامي أمام التلفاز |
Ama sonra o öldü ve geriye sen, ben, babam, futbol maçları ve TV karşısında aluminyum kaplarda yenilen akşam yemekleri kaldı. | Open Subtitles | ومن ثمّ توفّيت وبقيتُ أنا وأنتَ ووالدي وكرة القدم وعشاء أمام التلفاز في صواني ألمنيوم |
Akşam yemeğinde TV karşısında ne düşündüğünü bilmiyoruz veya ne hissettiğini. | Open Subtitles | يفتقر إلى النزاع. انظر إليه على العشاء أو أمام التلفاز. لا نهتم بما يفكر أو يشعر. |
Tüm gün TV karşısında yatıp istediğini seyredebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ الإستلقاء أمام التلفاز طوال اليوم و تشاهدّي ما تريدين |
Ne o, yoksa ölü bitkilerimle gözlerden uzak bir izbelede TV karşısında atıştırdığımı mı sandın? | Open Subtitles | وكأنني اعيش في كوخ صغير ومعقم. مع نباتاتي الميتة والعشاء امام التلفاز. |
Pijamalarımızla yemek yiyip TV karşısında uyuyakalırız. | Open Subtitles | سناكل بملابسنا المريحة ونغفو امام التلفاز يبدو كموعد |
Ya TV karşısında oturduğun gibi karşısına geçip oturmak. | TED | أن تجلس أمامها كما تفعل أمام التلفاز |
Yada onlardan kaçmamız. İşe arabayla gidiyoruz, masamızda çalışıyoruz, ve işten sonra TV karşısında oturuyoruz. | Open Subtitles | ولا نهرب منها ونجلس أمام التلفاز |
Bari TV karşısında yesem olur mu? | Open Subtitles | هل بأمكاني على الأقل أن آكل أمام التلفاز ؟ -أجل |
Genellikle günlerimi TV karşısında konuşlanmış Barney'nin tekrarlarını izleyerek geçirirdim. | TED | قضيت أغلب أيامي (مُثبتاً) أمام التلفاز مشاهداً بارني (ويعاد كل مره) |
Hayır, baba, Towering Inferno* filmini izlerken TV karşısında uyuya kalmışsın. | Open Subtitles | لا يا أبي ، نمت أمام التلفاز وأنت تشاهد فيلم (ذا تاورينغ إنفرنو) |
- Böyle yemek yemek? - Biz TV karşısında yemek yeriz ki! | Open Subtitles | الطريقة التي تأكلون بها - يمكننا الاكل امام التلفاز - |